Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/515 E. 2015/5671 K. 11.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/515
KARAR NO : 2015/5671
KARAR TARİHİ : 11.11.2015

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ise de miktar itibariyle duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş, temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Davalı, akdî ilişkinin varlığını inkâr etmiş, davanın bu nedenle reddini savunmuştur. Mahkemece davanın ıslah olunan değere göre kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmayıp davacı, dava dışı iş sahibine ait ve davalının yükümlülüğünde bulunan inşaatın yaya yollarının davalı şirket vekili olarak görev yapan C. Ö.’in talebi üzerine kendilerince yapıldığını, iş bedeli karşılığı 18.500,00 TL tutarında çek verildiğini, ancak çek bedellerinin ödenmediği iddiasıyla eldeki davayı açmıştır. Davalı cevabında, çeklerin keşidecisi C. Ö.’in kambiyo senedi düzenleme konusunda yetkisi olmadığı gibi, şirketin yetkili temsilcisi de bulunmadığından ve davacı ile herhangi bir sözleşme de yapmadıklarından borçlu olmadıklarını savunmaktadır. Davacının dosyaya sunduğu 24/05/2013 keşide tarihli çek C.Ö..tarafından imzalanmıştır. Davalının C. Ö..e verdiği 11.05.2012 tarihli vekâletnamede, sözleşme yapma yetkisi verilmiş ise de, davacının davalıya ait inşaatla ilgili olarak adı geçen vekiliyle sözleşme yaptığı kanıtlanmış değildir.
6100 sayılı HMK’nın 200 ve devamı maddelerince dava konusu miktar itibariyle akdî ilişkinin varlığı yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Davalı tanık dinletilmesine muvafakat etmediğinden tanık ifadelerine itibarla hüküm kurulamaz. Yine davaya dayanak çekin davalıya ait inşaat işiyle ilgili düzenlendiği de kanıtlanmadığı gibi keşidecisinin davalının temsilcisi olduğu da kanıtlanamadığından çeklerin yazılı delil başlangıcı olarak kabulü de mümkün değildir. O halde kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 11.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.