Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/455 E. 2015/3954 K. 03.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/455
KARAR NO : 2015/3954
KARAR TARİHİ : 03.07.2015

Mahkemesi :İzmir 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :22.09.2014
Numarası :2013/482-2014/340

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı şirket vekili, davacı müvekkilinin davalıya ait 2 adet dairenin dekorasyon işini yapmayı üstlendiğini ve işi yapıp teslim ettiğini, davalının da bedelin bir kısmını ödediğini ancak bakiye kısmı ödemediğini, bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla İzmir 7. İcra Müdürlüğü’nün 2013/11694 Esas sayılı icra dosyası ile takibe geçtiğini, davalı borçlu şirketin haksız ve yersiz şekilde takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptâlini ve % 20 ‘den aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalı iş sahibi ise, davacı yüklenici tarafından işin eksik ve ayıplı yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne ve icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2013/11694 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 29.470,00 TL asıl alacak, 677,20 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.147,20 TL asıl alacak üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 08.10.2013 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının 10.10.2013 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 14.12.2011 tarihinde imzalanan sözleşme ile eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen bu sözleşme, sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup, uyuşmazlığın bu hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği açıktır. Taraflar arasında düzenlendiği çekişmesiz olan bahsi geçen sözleşmenin “işin bedeli” başlıklı 3. maddesinde “Tarafların anlaşmaya vardığı ek listede belirtilen işlerin tamamı için 51.500,00 TL’dir. KDV dahil değildir.”hükmü bulunmaktadır.
Ahde vefa ilkesi gereğince tarafların imzaladıkları bu sözleşme hükümlerine uygun davranılması gerektiği ve uyuşmazlığın bu madde hükmüne göre değerlendirilmesi zorunlu bulunmaktadır. Bu hükümde açıkça KDV’nin sözleşme bedeline dahil olmadığı kararlaştırılmış olup, davalı tarafça bunun aksi ispat edilebilmiş de değildir. O halde hesaplamaya KDV’nin eklenmesi gerekmektedir. Aksi düşüncelerle sözleşmede “işin bedeli” başlığı altında düzenlenen 3. madde yerine “ödeme şekli” ni düzenleyen 4. maddenin yorumu suretiyle KDV’siz bedele hükmedilmesi doğru olmamış, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 3. maddesine göre belirlenen 51.500,00 TL iş bedeline % 18 KDV ilave etmek suretiyle (51.500,00 TL +9.270,00 TL = 60.770,00 TL) iş bedelini hesaplamak, bundan ayıplı imalât bedeli olan 3.908,00 TL’yi düşmek, (60.770,00 TL–3.908,00 TL=56.862,00 TL) ve hesaplanan bu iş bedelinden davalı tarafından ödenen 31.300,00 TL’yi mahsup ederek (56.862,00 TL–31.300,00 TL=25.562,00 TL) sonuç itibariyle 25.562,00 TL’ye hükmetmekten ibaret olmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 03.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.