YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/4504
KARAR NO : 2015/6433
KARAR TARİHİ : 16.12.2015
Mahkemesi : Asliye Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 5,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 16.12.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY YAZISI-
Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı iş sahibi tarafından temyiz edilmiştir.
Sayın çoğunluğun onama yönündeki kararına açıkladığım gerekçelerle katılmamız mümkün değildir. Şöyleki;
Davacı iş sahibi asıl davasında ve Radar Simülatör Eğitim Merkezi inşaatı işinin 07.05.1999 tarihli sözleşme ile 2.058.000,00 TL bedelle davalı yüklenicinin üstlendiğini, işin devamı sırasında iş artışı ile toplam keşif bedelinin 5.277.960,00 TL’ye çıkartıldığını, geçici kabulün 28.01.2002, kesin kabulünün ise 28.01.2003 tarihinde yapıldığını, zaman içerisinde yapılan binada çatlakların oluşması nedeniyle konunun yüklenici firmaya bildirilmesine karşın çatlak ve oturmaların imalât hatasından kaynaklanmadığı gerekçesiyle sonuç alınamadığını, konunun uzman kuruluşlara incelettirildiğini, sonrasında teftiş kurulu tarafından yapılan incelemede de, binanın biran önce güçlendirilmesinin gerektiği belirtildiğinden güçlendirme işinin dava dışı 3. firmaya yaptırılarak işin ikmâl edilerek tamamlandığını, ikmâl için harcanan toplam 1.056.107,45 TL’nin davalıdan tahsilini istemiş, birleşen davada da bu kez A, C, D ve E bloklarının zemin iyileştirilmesi işinin de dava dışı diğer bir firmaya yaptırıldığını ileri sürerek 2.002.455,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemesinden, davalının yükleniminide gerçekleştirdiği işteki kusurdan (malzeme kullanımı ve yapıma ilişkin) kaynaklı hasar meydana gelmediği, binalardaki temel oturmalarının ve buna bağlı hasarların davacının B blok yakınındaki kuyudan aşırı su çekmek sureti ile zemin altındaki YASS’ı düşüren eyleminden kaynaklandığı, davalının su kuyusuna ilişkin projeleri yapması ile kullanımdaki hata arasında illiyet bağının kesildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasndaki sözleşme düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK’nın 355 ve devamı maddelerinde öngörülen eser sözleşmesi olup BK’nın 357. maddesinde yüklenicinin genel ihbar yükümlülüğü bulunmaktadır. Müteahhitin ihbar yükümlülüğü, sadakat borcundan doğan bir başka yükümlülüktür. Yüklenici akdi gereği gibi ve zamanında ifasını tehlikeye düşürecek durumlar karşısında iş sahibini uyarmak zorundadır. Yükleniciye hiçbir sorumluluğun yüklenememesi için müteahhidin iş sahibini uyarma ve ihbar mükellefiyetini yerine getirmesi zorunludur. Şöyleki; BK’nın 357. maddesinin son fıkrası uyarınca, eser imâl edilirken iş sahibinin verdiği malzemelerin veya gösterdiği arsanın kusurlu olduğu anlaşılır veya işin noktası noktasına düzenli olarak meydana getirilmesini tehlikeye koyacak başka bir durum ortaya çıkarsa, yüklenici bu durumu hemen iş sahibine bildirmek, eğer bildirmez ise, bunun sonuçlarına katlanmak zorundadır. Yüklenici, sadakat borcundan kaynaklanan ihbar yükümlülüğünü yerine getirmişse sorumluluktan kurtulabilir. Ayrıca, belirtilen ihbar yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirip getirmediği, işin ayıplı olup olmadığı ve ayıplı ise derecesi yanlar arasındaki sözleşme hükümleri de değerlendirilerek saptanmalıdır. (Dairemizin 12.07.2004 gün ve 2003/6666 E. ve 2004/3894 K. sy. Kararı)
Biran için BK’nın 357. maddesinin olayda uygulama yeri bulunmadığı düşünülse bile, tarafları bağlayan sözleşme hükümlerinin de irdelenmesi gerekmektedir.
Sözleşmenin “İş sahasını temizlenmesi” başlığını taşıyan 40. maddesinde, “işin tamamlanmasından sonra ve son hakedişten önce yüklenici iş yerindeki fazla malzeme ve inşaat kalıntılarını kaldırmak, kurduğu baraka, depo gibi geçici yapılarının sökerek iş yerini temizlemekle yükümlüdür.” düzenlemesi bulunmaktadır. Sözü edilen çatlakların su kuyusundan alınan suyun aşırı dereceye ulaşması nedeniyle oluştuğu da dosya kapsamıyla anlaşılmaktadır. Sözü edilen su kuyusu yüklenici tarafından inşaatın yapımı sırasında açılmış ve gerekli ruhsatlar ve izinler yine yüklenici tarafından temin edilmiştir. Sözleşmenin anılan 40. maddesi uyarınca yüklenici işi teslim ederken geçici yapıları sökerek eseri teslim etmelidir. Taraflar arasında düzenlenen gerek geçici kabul tutanağında gerekse kesin kabul tutanağında açılan kuyularla ilgili bir bilgi bulunmamaktadır. Yüklenici kuyuları kapatarak eseri teslim etmesi gerekirken kuyular faal olarak işsahibine teslim edilmiş, iş sahibi tarafından da, bu kuyulardan aşırı derecede su çekilerek zeminin oturmasına ve binadaki çatlaklara sebebiyet vermiştir. İşin uzmanı olan yüklenicinin kuyularla ilgili işsahibini uyardığı kanıtlanamamıştır. Burada asli kusurlunun iş sahibinin olduğu düşünülürse de, yüklenicinin de az yukarıda açıklandığı üzere zararda müterafik kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu doğrultuda bir değerlendirme yapılmadan davalı yüklenicinin kusursuz olduğundan bahisle davanın reddine karar vermesi kanımızca hatalı olmuştur. Kararın bu gerekçeyle bozulması gerekirken sayın çoğunluğun onama yönündeki kararına katılamıyorum.