Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/438 E. 2015/4590 K. 29.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/438
KARAR NO : 2015/4590
KARAR TARİHİ : 29.09.2015

Mahkemesi :Ankara 10 Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :01.07.2014
Numarası :2013/119-2014/379

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Davada, eser sözleşmesinden ve cari hesaptan kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili istemiyle Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/12894 sayılı dosyası ile başlatılan ilâmsız icra takibine davalı borçlular tarafından yapılan itirazın iptâli ile takibin devamı istenmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı borçlular vekili icra takibine itiraz dilekçelerinde, müvekkili şirketlerin yerleşim yerinin Denizli olduğunu belirterek Ankara İcra Müdürlüğü’nün yetkisine ve borca itiraz etmiştir. Davalılar açılan davaya ise cevap vermemişlerdir.
İtirazın iptâli davasını gören mahkemece öncelikle takip dosyasındaki icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması bu incelemenin yapılmasına etkili değildir. Diğer yandan itirazın iptâli davasının görülebilmesi, davalı borçlular hakkında geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli takip yoksa itirazın iptâli davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemez.
Somut olayda mahkemece, davalı borçluların icra dairesinin yetkisine yönelik itirazları incelenmiş, ancak uyuşmazlığın bir miktar para alacağına ilişkin olduğu, TBK’nın 89/1 ve HMK’nın 10. maddeleri uyarınca para borçlarının alacaklının yerleşim yerinde ödenebileceği, davacı alacaklının yerleşim yeri Ankara olduğundan Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğu kabul edilerek davalı borçluların icra dairesinin yetkisine yönelik itirazları reddedilmiş, davanın esası incelenerek yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89/1. maddesindeki yetki kuralının uygulanabilmesi için sözleşmenin konusunun karz akdinde olduğu gibi münhasıran para alacağına ilişkin olması gerekir. Eser sözleşmeleri para borçları dışında eserin imâl ve teslimi borçlarını da içerdiğinden ve sözleşmenin ifa yeri eserin imâl ve teslim borcuna göre belirlendiğinden TBK’nın 89/1. maddesindeki yetki kuralının eser sözleşmelerinde uygulanma yeri bulunmamaktadır. Aksine uygulama yapılması para borçlarıyla ilgili tüm ihtilâfların davacının yerleşim yerinde davaya konu olması sonucunu doğuracağından ve HMK’nın yetki ile ilgili kurallarını adeta istisna haline getireceğinden kabul edilemez (Emsal Dairemizin 2013/3454 E,2014/1693 K 11.03.2014 T ilâmı).
Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yetkili icra dairesi 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesinin göndermesiyle kıyasen uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 10. maddesine göre davalı borçlunun takip tarihindeki yerleşim yeri icra dairesi, 10. maddesine göre sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi, 17. maddesine göre de tarafların yetki sözleşmesiyle belirledikleri yer icra dairesidir. Somut olayda, davalı borçluların yerleşim yeri ve akdin ifa yeri Denizli’dir. Taraflar arasında sözleşmeyle belirlenmiş yetkili icra dairesi de bulunmamaktadır. Bu durumda yetkili icra dairesi Denizli İcra Müdürlüğü olup davalı borçluların Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün yetkisine yapmış oldukları itiraz usul ve yasaya uygundur.
O halde mahkemece, yetkili icra dairesinin Denizli İcra Müdürlüğü olduğu, davalı borçluların Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün yetkisine yönelik itirazlarının usul ve yasaya uygun bulunduğu, ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığından açılan davanın usulen dinlenemeyeceği gözetilerek davanın reddi gerekirken uygulama yeri bulunmayan TBK’nın 89/1. maddesi hükmüne dayanılarak icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın reddedilip davanın esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.