Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/3848 E. 2015/4595 K. 29.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3848
KARAR NO : 2015/4595
KARAR TARİHİ : 29.09.2015

Mahkemesi :Ankara 17. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :27.05.2014
Numarası :2013/161-2014/149

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –

Davada, borç ödeme anlaşmasından kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemi ile başlatılan ilâmsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptâli ile takibin devamı ve %20 oranından az olmamak üzere icra-inkâr tazminatının tahsili istenmiş, mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle icra takibi 22.03.2013 tarihinde başlatılmış olup, icra takip tarihi itibariyle 6.390,00 TL miktarlı 9. taksidin, 6.390,00 TL miktarlı 10. taksidin, 6.390,00 TL miktarlı 11. taksitin ve 6.390,80 TL miktarlı 12. taksitin vadeleri dolmadığından, borç ödeme anlaşmasında taksitlerden birinin vadesinde ödenmemesi halinde diğer taksitlerin muaccel olacağına dair bir hüküm de bulunmadığından icra takip tarihi itibariyle muaccel hale gelmeyen bu alacaklara yönelik davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Yanlar arasında düzenlenen 16.04.2012 tarihli borç ödeme anlaşması ve sulh akdî ile davacı yüklenicinin uhdesinde bulunan senetler davalı iş sahibine iade edilerek borç miktarı 76.680,80 TL olarak belirlenmiş ve ödeme planına bağlanmıştır. Anılan sözleşmeye göre ilk taksit 6.390,00 TL olarak 25.07.2012 tarihinde, aynı miktarlı diğer taksitler takip eden aylarda, 6.390,80 TL tutarlı 12 ve son taksit ise 25.06.2013 tarihinde ödenecek, ödemelerin muntazam yapılması halinde yazılı ibraname verilerek Ankara 32. İcra Müdürlüğü’nün 2011/1727 ve 2011/1728 sayılı icra takiplerine son verilecek, aksi halde icra takiplerine kaldığı yerden devam edilecektir. Ödenmeyen alacakların takip miktarlarını aşması, bu takiplerin dışında ödenmemiş alacak ve taksit bulunması halinde ne tür işlem yapılacağı konusunda ise borç ödeme protokolünde bir hüküm bulunmamaktadır. Davacı davasında ilk dört taksidin ödendiğini, kalan 8 taksidin ise ödenmediğini iddia ederek kalan 8 taksit yönünden yeni bir icra takibi başlatmıştır. Mahkemece sözleşmeye göre davacının protokolde belirtilen takiplerden vazgeçmeden yeni bir takip yapamayacağı, ancak protokolde belirtilen icra takip dosyalarını devam ettirebileceği, davacı beyan dilekçesiyle eski taleplerden vazgeçmediğini bildirdiğinden davanın reddi gerektiği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Oysa mahkemenin kabulünün aksine davacı 14.05.2014 tarihli beyan dilekçesinde anılan icra dosyalarının takipsiz bırakıldığını, bu takip dosyalarına devam edilmeyeceğini bildirmiştir. Diğer yandan sözü edilen takip dosyalarının protokolde belirtilen alacağın tamamını kapsamadığı, alacağın bir kısmına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Protokolde ödenmeyen taksitler yönünden yeni bir icra takibi yapılmayacağına dair yasaklayıcı ve sınırlayıcı bir hüküm de bulunmamaktadır. Borç ödeme protokolüne göre davacının seçimlik hakkı mevcut olup, protokolde bahsi geçen takiplerden vazgeçerek icra takip tarihi itibariyle vadesi gelmiş ve ödenmemiş alacaklar yönünden yeni bir icra takibi başlatılmasında protokole aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davanın icra takip tarihi itibariyle vadesi gelmiş ve ödenmemiş 5, 6, 7 ve 8. taksitler yönünden kabulü, vadesi gelmemiş 9, 10, 11 ve 12. taksitler yönünden ise reddi gerekirken, protokol hükümlerinin hatalı yorumlanarak yazılı şekilde davanın tümden reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.