Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/3784 E. 2015/5933 K. 19.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3784
KARAR NO : 2015/5933
KARAR TARİHİ : 19.11.2015

Mahkemesi :Samsun 3. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :24.06.2014
Numarası :2012/702-2014/278

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat C.. D.. ile davalı vekili Avukat A.. K.. geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, alacağın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; ıslahla artırılan miktar da dikkate alınarak ceza-i şart isteminin kısmen kabulüne, taşınmazın satış tarihindeki gerçek değeri ile resmi satış bedeli arasındaki farkın tahsili isteminin ise reddine dair kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Uyuşmazlık 08.07.2007 tarihli arsa satış sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı, bu sözleşme uyarınca 1053 ada 1 parsel numaralı taşınmazın mülkiyetinin davalıya devredildiğini, davalının sözleşmede belirtilen süre içerisinde inşaatla ilgili hiçbir imalât yapmadığını iddia ederek taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptâl edilerek adlarına tescilini, olmadığı taktirde bilirkişi marifetiyle belirlenecek bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiş, 10.02.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle istemini tamamen ıslah ederek sözleşmenin 6/c maddesi uyarınca belediye emlak vergisi beyan değerinden az olmamak üzere 65.364,58 TL ceza-i şart alacağının ve taşınmazın resmi satış bedeli ile gerçek değeri arasındaki farkın tahsilini istemiştir. Yine davacı vekili tarafından verilen 08.05.2014 tarihli dilekçeyle, bu kez ödenmesi gereken ceza-i şart miktarı 103.636,00 TL’ye çıkartılmış, taşınmazın gerçek satış bedeli ile resmi satış bedeli arasındaki fark olarak da 62.182,00 TL’nin tahsili istenmiştir. Her ne kadar, 08.05.2014 tarihli dilekçeyle taşınmazın gerçek değeri ile resmi satış bedeli arasındaki farkın değeri rakamsal olarak belirlenmiş ise de, daha önceki ıslah dilekçesiyle istenen ceza-i şart miktarı bu dilekçeyle artırıldığından sözü edilen bu dilekçe, niteliği itibarıyla ikinci kez sunulmuş bir ıslah dilekçesidir.
Islah müessesi 6100 sayılı HMK’nın 176 ila 182. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Islah, taraflardan birisinin yapmış olduğu bir usul işleminin tamamen veya kısmen düzeltilmesine denir (HMK 176/1). Dava, davacı tarafından HMK 180. maddesi uyarınca tamamen ıslah edibileceği gibi, taraflarca HMK’nın 181. maddesi uyarınca kısmen de ıslah edilebilir. Davanın tamamen ıslah yoluna dava dilekçesinden itibaren bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması için başvurulur. Davadaki talep kısmının değiştirilmesi de davanın tamamen ıslahı mahiyetindedir. Kısmi ıslahta ise, taraf belli bir usul işlemini ıslah etmektedir. Davadaki talep kısmının artırılması ise davanın kısmen ıslahı mahiyetindedir. Gerek davanın tümden ıslahı gerekse kısmi olarak ıslahı tahkikatın sona ermesine kadar (HMK 177/1) ve bir defa yapılabilir (HMK 176/2). İkinci defa ıslah yoluna başvurulamaz.
Tüm bu açıklamalara göre davacı, 10.02.2014 tarihli dilekçesiyle tapu iptâli ve tescil ile taşınmazın bedelinin tahsili istemlerini tamamen ıslah ederek 65.364,58 TL ceza-i şart ile taşınmazın resmi satış bedeli ile gerçek değeri arasındaki farka dönüştürmüştür. Yapılan bu işlem az yukarıda sözü edilen ve HMK’nın 180. maddesinde düzenlenen davanın tümden ıslahı mahiyetindedir. Ne var ki davacı, daha sonraki 08.05.2014 tarihli dilekçesiyle istemini yine ıslah ederek taşınmazın gerçek satış bedeli ile gerçek değeri arasındaki fark nedeniyle 62.182,00 TL’nin tahsili istemiş ve ceza-i şart alacağını 103.636,00 TL’ye çıkarmıştır. Oysa, az yukarda açıklandığı üzere HMK’nıın 176/2. maddesi uyarınca bir davada ancak bir kez ıslah talebinde bulunulabilinir. İkinci kez yapılan ıslah talebi mahkemece kendiliğinden reddedilmelidir. Bu durum karşısında mahkemece, davacının 10.02.2014 tarihli ıslah dilekçesi uyarınca 65.364,58 TL ceza-i şartın tahsiline karar verilmeliyken ikinci kez ıslah yapılamayacağı gözden kaçırılarak daha fazla ceza-i şarta hükmedilmesi doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalının diğer temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.