Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/3732 E. 2015/5866 K. 19.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3732
KARAR NO : 2015/5866
KARAR TARİHİ : 19.11.2015

Mahkemesi :Ankara 25. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :30.10.2014
Numarası :2014/46-2014/692

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacılar vekili Avukat E..A.. ile davalı vekili Avukat F..Ö..geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, davacı Sucaattin ile davalı arasındaki eser sözleşmesine konu boya işinin yapılması sırasında vinçteki sepetin düşmesi sonucu yüklenici Suceaattin ile yanında çalışan oğlu davacı M..A..’nin yaralanması nedeniyle doğan zarara ilişkin açılmış olup, M.. A.. için manevi tazminat, yüklenici Sucaettin için ise maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemenin; maddi tazminat isteminin ıslahla artırılan kısım dahil kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarına gelince;
Davacılardan Sucaettin ile davalı arasında eser sözleşmesi ilişkisi vardır. Davalı iş sahibi davacı Sucaettin ise yüklenicidir. Diğer davacı ise yüklenici babası yanında çalışan kişidir. Sözleşmeye konu işin yapılması sırasında kullanılan vinçteki sepetin düşmesi sonucu davacılar yaralanmıştır. Mahkemece olaya ilişkin ceza dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre davacı yüklenicinin 3/8 oranında, iş sahibinin ise 5/8 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği ve yeniden rapor alınmasına gerek bulunmadığı gerekçesiyle bu rapor esas alınarak tazminata hükmedilmiştir.
Zaman bakımından uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi hükmü gereğince, ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı, kusurun takdiri ve zarar tutarının saptanması konusunda hukuk hakimini bağlamaz ise de; mahkumiyet kararı, eylemin haksızlığını değerlendirmede hukuk hakimini bağlayıcı olur. Aynı Kanun’un 355 ilâ 371 arası maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre, zararlandırıcı olayın
gerçekleşmesine etkili olan yüklenici kusurunun tespitinde, iş güvenliği mevzuatından da yararlanılması olanaklı ise de, sadece bu mevzuata göre yüklenicinin kusuru belirlenemez. Çünkü, yüklenici işinin uzmanı sayılan, sorumlu meslek adamıdır. Eser sözleşmesi ile yüklendiği edimini yerine getirirken veya sözleşmenin hazırlanması aşamasında gerekli tüm tedbirleri, yüklenici almakla ödevlidir. Yüklenici, işçi sayılamayacağından iş sahibinin denetimine tâbi değildir. Yüklenicilerin, iş sahibine karşı Borçlar Kanunu’nun 357. maddesi hükmünden kaynaklanan sadakat borcu ve aynı Kanun’un 356. maddesi hükmüne dayalı özen borcu söz konusudur. Borçlar Kanunu’nun 356. maddesi hükmüne göre, yüklenicinin sorumluluğu, aynı Kanunu’nun 321. maddesinde belirtilen işçinin hizmet akdindeki sorumluluğu gibidir. Ancak, iş sahibine nazaran bağımsız çalışması, işin ehli olması da gözönünde bulundurularak sorumluluğu hizmet akdine göre çalışan işçiye nazaran daha ağır kabul edilmektedir. İş sahibinin zarara uğramasına neden olmaktan kaçınması, yüklenicinin “özen borcu” kapsamındadır. Açıklanan bu hukuksal sebeplerle; kural olarak eser sözleşmesi ile yüklenilen edimlerin ifası sırasında veya sözleşmenin hazırlanması aşamasında gerçekleşen zararlı olayların oluşumunda etkili olan yüklenicinin kusurunun, daima iş sahibinin kusurundan daha ağır derecede olması gerekir.
Mahkemece ceza dosyasındaki bilirkişi raporunda gösterilen kusur oranları mahkemece kabul edilmiş ise de; yukarıda açıklanan hukuksal ilkeler gözetilmeden sadece işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı ilkelerine göre olaya etkili kusur durum ve oranlarını belirleyen bilirkişi kurulu raporunun yeterli olduğundan söz edilemez.
Mahkemece; uzman bilirkişiden rapor alınarak, davacı Sucaattin ile iş sahibi davalı şirket arasındaki hukuksal ilişkinin işçi-işveren ilişkisi olmadığı, eser sözleşmesinden kaynaklanan yüklenici ve iş sahibi ilişkisi olduğu, davacının yüklenici sıfatıyla özen borcu bulunduğu, gözetilerek buna göre kusur oranlarının belirlenmesi ve saptanacak kusur durumuna göre tazminatın hesaplanması gerekirken, ceza dosyasındaki işçi işveren ilişkisi varmış gibi alınan raporla hükme varılması doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacılardan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 19.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.