Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/3692 E. 2015/5742 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3692
KARAR NO : 2015/5742
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

Mahkemesi :Kayseri 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :08.04.2014
Numarası :2012/262-2014/106

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinden bakiye 32.801,36 TL’nin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin yüklenici olup, davalıya yaptığı işlere karşılık üç adet fatura düzenleyerek teslim ettiğini, davalının defterlerine kayıtlı olan faturaların toplam tutarının 50.801,36 TL olduğunu, davalının 18.000,00 TL dışında ödeme yapmadığını, bakiye 32.801,36 TL alacakları için ihtarname gönderilmesine karşın borcun ödenmediğini ileri sürerek bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise, davacı şirket ile dava dışı G.. inş.Ltd.Şti’nin aynı şahıslara ait olduğunu, dava konusu fatura bedeline karşılık 25.000,00 TL TUS bedeli 15.000,00 TL’si fatura ve 18.000,00 TL’si ise 30.01.2011 tarihli bono ile davacı şirkete ödendiğini, bunların sonucunda müvekkilinin 7.200,00 TL alacaklı durumda olduğunu, bu hususun davacının kaşesi ve yetkili müdürünün ıslak imzasını taşıyan hesap ekstresi üzerinde şerh edildiğini, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
1-Davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı şirket ile davalı arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, davacı cari hesap ilişkisine dayanmaktadır. Davalı ise savunmasında 7.200,00 TL alacaklı olduklarını, bunun kanıtının da davacı şirketin imza ve kaşesinin bulunduğu cari hesap ekstresinde şerh edildiğini, savunmuşsa da, hükme dayanak yapılan 31.12.2010 tarihli cari hesap ekstresinde el yazısı ile ilave edilen kısmın sonradan ilave edildiği davacı tarafından iddia edilmesine karşın, bu iddia üzerinde durulmamış ve sadece imza konusunda yapılan açıklama ve beyana itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Oysa, bu belgede şerh edilen yazının sonradan ilave edilip edilmediğinin ve kimin elinden çıktığının belirlenmesi zorunludur. Belgedeki imzanın G.. G..’e ait olduğu davacı vekilinin duruşmadaki beyanıyla saptanmış, ancak yazının ilave edilip edilmediği üzerinde durulmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, bu iddia üzerinde durularak, 31.12.2010 tarihli cari hesap ekstresinde bulunan yazıların kimin eli ürünü olduğu açıklığa kavuşturulduktan sonra, davacı adına belgeyi imzalayan G.. G..’in yazı örnekleri araştırılmak ve bu konuda HMK’nın 266. maddesi uyarınca bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmamış,kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarnıca kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 12.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.