Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/3538 E. 2015/4411 K. 15.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3538
KARAR NO : 2015/4411
KARAR TARİHİ : 15.09.2015

Mahkemesi :Kemer 1. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :03.07.2014
Numarası :2012/444-2014/406

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, bakiye iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı taraf, davalıya ait evin bahçe düzenlemesi ve peyzaj işlerini yapıldığını, bu yapılan iş ve işlemlerin karşılığının KDV dahil 59.837,60 TL olduğunu, davalının borcunu ödemediğini, bu nedenle, Kemer İcra Müdürlüğü’nün 2012/644 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, itiraz sonucu takibin durduğunu, belirterek itirazın kaldırılması ve takibin devamı ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf, yapılan işlerin ayıplı olduğunu, istenen malzeme ve işçilik bedellerinin çok fahiş olduğunu, bir kısım elden verilen paralar verildiği halde davacının almadığını iddia ettiğini, davacı tarafa istenen miktar borç bulunmadığını belirterek davanın reddine ve kötü niyetli tazminatına mahkum hükmedilmesini istemiştir.
Dava eser sözleşmesine dayalıdır. Yanlar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı sabit olup bedel konusunda bir anlaşma kanıtlanmamıştır. Eser sözleşmesinde yazılı sözleşme bulunmaması ve tarafların bedelde uyuşamamaları halinde iş bedelinin, işin yapıldığı ileri sürülen tarihte yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 366. maddesi hükmünce yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanması gerektiği kabul edilmektedir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda piyasa fiyatlarına göre değerlendirme yapılmış olması bu nedenle yerinde ise de asıl rapor ile ek raporda davacı faturasında belirtilen imalâtın fiyatları konusunda çelişki bulunduğundan mahkemece bu çelişkiler giderilmeksizin ek rapora göre karar verilmesi yerinde değildir.
Diğer taraftan davalı savunmasında ödeme yaptığını belirtmiş, yargılama sırasında ödeme belgesi olduğunu iddia ettiği belgelerin fotokopileri sunmuştur. Ödeme borcu ortadan kaldıran nedenlerden olduğundan, ödemeye ilişkin belgelerin her aşamada sunulması mümkün olup, bu belgelerin savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.
Bu durumda mahkemece HMK 216. madde hükümlerine göre sunulan bu belgelerin asıllarının davalı tarafından sunulmasının sağlanması, davacının bu belgelere karşı HMK 169/2. madde hükmü gözetilerek isticvap edilip beyanının alınması, belge asıllarının davacı tarafından kabul edilmemesi halinde davacı tarafından yazılıp yazılmadığının araştırılması, davacıdan sadır olduğunu anlaşılması halinde bu belgelerin HMK 202. maddede düzenlenen yazılı delil başlangıcı hükümlerine göre değerlendirilmesi, yeni bilirkişi heyetinden alınacak raporla davacının yaptığı imalatın yine yapıldığı yıl piyasa fiyatlarına göre belirlenip, kanıtlanacak ödemelerin mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 15.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.