Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/35 E. 2015/4174 K. 07.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/35
KARAR NO : 2015/4174
KARAR TARİHİ : 07.09.2015

Mahkemesi :İstanbul/Anadolu 17. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :11.06.2014
Numarası :2006/119-2014/222

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla ödeme alacağının tahsili talebinden ibarettir. Davacı iş sahibi, davalılar ise yüklenicinin mirasçılarıdır.
Davacı vekili; davalıların murisi ile yapılan 22.06.2005 tarihli sözleşme gereğince yüklenicinin 24 adet konutun kaba inşaatının yapımını üstlendiğini ve iş tamamlanmadan 18.11.2005 tarihinde yüklenicinin vefat ettiğini, davalıların murisi yükleniciye iş bedeli olarak 348.500,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan işin bedelinin ise 115.567,00 TL olduğunu, fazla ödeme olan 232.933,00 TL’nin iadesi talebinde bulunmuş, davalılar vekili ise; tebligatların usulsüz olduğunu, devam eden mirasın reddi davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, yeterli ispat ve delil bulunmadığını savunmuş, mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Somut olayda yargılamaya devam edilirken Kadıköy Asliye 3. Hukuk Mahkemesi’nin 2006/130 Esas, 2012/353 Karar sayılı dosyasının sonucunun beklenmesine karar verilmiş ve bekletici mesele sözkonusu olduğundan HMK 165/1. maddesi gereğince gün tayinine yer olmadığına karar verilmiş ve bilahare davacı vekilinin 28.11.2013 tarihli dilekçesi üzerine 02.12.2013 tarihli ara karar ile “davacının masraf avansı bulunmadığından kararı UYAP’tan görmesine ve işlemleri buna göre başlatmasına” karar verilerek 06.03.2014 tarihi duruşma günü olarak belirlenmiş ve bu tarihte yapılan duruşmada davacı vekilinin duruşmaya gelmediğinden bahisle dosyanın işlemden kaldırılmasına ve sonrasında da davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın “Hukukî Dinlenme Hakkı” başlığını taşıyan 27. maddesinde “(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.” hükmü bulunmaktadır. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenme hakkı; davalının, usulüne uygun olarak duruşmalara davet edilmesini, duruşmaları takip etme hakkını ve bu arada ileri sürdüğü delillerin toplanmasını ve bu delillerin hukuk kuralları içerisinde değerlendirilmesini kapsar.
6100 sayılı HMK’nın 165/1. maddesinde “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.” hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm duruşma açıldıktan sonra duruşma günü verilmeksizin yargılamanın durdurulmasına karar verilecek şekilde yorumlanamaz. Bu hüküm, bekletici mesele yapılan davanın sonuçlanmasına kadar esas hakkında karar verilmemesi ve yargılamanın sürdürülmesi gerektiği şeklinde yorumlanmalıdır. Kaldı ki biraz önce ayrıntılı izah edilen adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirme yapıldığında durdurulan yargılamaya başlanırken duruşma günü taraflara usulüne uygun bildirilmeli ve duruşmaya bundan sonra başlanmalıdır. Somut olayda olduğu üzere “davacının masraf avansı bulunmadığından kararı UYAP’tan görmesine ve işlemleri buna göre başlatmasına” şeklinde karar verilmesi hukuki dinlenilme hakkının en önemli unsurlarından olan adil yargılanma hakkına aykırılık teşkil eder.
Davacıya usulüne uygun tebligat yapılarak duruşmaya davet edilmemiş ve duruşmadan haberdar olduğu kesin bir şekilde anlaşılamayan bir durumda, davacının duruşmaya gelmediğinden bahisle 6100 sayılı HMK’nın 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılması ve sonrasında 3 aylık yasal sürenin dolduğundan aynı Kanunun 150/6. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi iddia ve savunma hakkının kısıtlanması ve adil yargılanma hakkı kapsamındaki 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını ihlâl niteliğinde değerlendirilmiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 07.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.