Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/3487 E. 2015/4630 K. 30.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3487
KARAR NO : 2015/4630
KARAR TARİHİ : 30.09.2015

Mahkemesi :Mersin 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :08.05.2014
Numarası :2012/198-2014/137

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı ile davalı vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, bakiye iş bedeli alacağın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın kabulüne dair kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, 818 sayılı borçlar Kanunu 355 ve devamı maddelerde düzenlenen eser sözleşmesine dayalıdır. Davacılar yüklenici ve kısmen alacağı temlik alan, davalı ise iş sahibidir. Davacı taraf, davacı şirket ile davalı arasında 27/09/2001 tarihli sözleşmeye konu elektrik işlerinin yapılıp 20.02.2002 tarihinde düzenlenen tutanak ile teslim edildiğini, sözleşmede iş bedelinin 83.000,00 TL olduğu, bedelin 150 gün içinde ödeneceği ve geç ödenen her ay için aylık %12 oranında vade farkı tahakkuk edeceğinin kararlaştırıldığını, davalının 150 günlük iş süresinde 31.000,00 TL ödeme yaptığını, teslimden sonra ise vade farkına istinaden 40.000,00 TL ödeme yapıldığını, davalı siteye sözleşme haricinde de işler yapıldığını, alacağın dava tarihi itibariyle 250.000,00 TL olduğunu, fazlaya dair hakkını saklı tutarak 30.000,00 TL’nin aylık %12 faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf işin tamamının davacı tarafından yapılmadığını, buna karşılık davacıya ödeme yapıldığını, iş teslim tutanağının geçerli olmadığını, davanın haksız açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece 10.130,00 TL asıl alacak miktarı, 19.870,00 TL de birikmiş temerrüt faizi alacağı olmak üzere toplam 30.000,00 TL alacağın, davalıdan tahsili ile bu miktar alacağın temlik miktarı gözetilerek 22.211,25 TL’sinin temlik alan davacı Halil Küçük’e verilmesine, 7.788,74 TL’sinin de davacı şirkete verilmesine ve asıl alacağa dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar vermiştir.
Sözleşmede geciken ödemelere vade farkı ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı gerek dava dilekçesinde gerekse temyiz dilekçesinde ödemelerin BK’nın 84. maddesi uyarınca öncelikle faiz alacağından mahsup edilmesi gerektiğini bildirmiş böylece mahkemenin de kabul ettiği üzere sözleşmede kararlaştırılan aylık %12 vade farkı ibaresinin gecikme faizi niteliğinde kabulü gerektiğini dile getirmiş durumdadır. Bu durumda sözleşmedeki aylık % 12 oranında vade farkı ibaresinin gecikme faizi olarak kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
6101 sayılı TBK’nın Yürürlüğü Hakkında Kanun 1. maddesine göre Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. 7. maddeye göre ise Türk Borçlar Kanunu’nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76’ncı, faize ilişkin 88’inci, temerrüt faizine ilişkin 120’nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138’inci maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanır.
Akdi faizin düzenlendiği TBK 88. maddeye göre faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz. Temerrüt faizine ilişkin TBK 120. maddeye göre ise uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur. TBK 88 ve 120. madde ile akdi faiz ve temerrüt faizine ilişkin tavan sınır getirilmiş olup bu düzenlemelerin eldeki davalara da uygulanacağı yürürlük kanunu 7. maddede belirtilmiş olup bu tavan sınırların eldeki davada geçmişe de etkili olarak uygulanması gerekir.
Ayrıca ödeme tarihlerine göre uygulanması gereken 818 sayılı BK 84. maddeye göre borçlu faiz veya masrafları tediyede gecikmiş değil ise kısmen icra eylediği ödemeyi asıl alacağa mahsup edebilir. Bunun dışında kısmi ödemenin öncelikle faiz ve masraflardan, fazlasının ise asıl alacaktan indirilmesi gerekir. BK 113. maddeye göre ise asıl alacağın ödenmesi sırasında işlemiş faizleri talep hakkı saklı tutulmamış ise faizleri isteme hakkı düşer. Faiz isteme hakkının düştüğünden söz edebilmek için asıl alacağın tümünün faize ilişkin hakları saklı tutulmaksızın veya halin icabından saklı tutulduğu anlaşılmaksızın tahsil edilmiş olması gerekir. Asıl alacağın kısmen tahsil edilmiş olması işlemiş faizi talep hakkının kısmen veya tamamen düşmesine neden olmaz.
Bu durumda mahkemece aylık %12 oranında gecikme faizi isteminin TBK 88 ve 120. maddeleri uyarınca değerlendirilmesi yapılarak saptanan faiz oranı üzerinden gecikme faizi hesaplatılarak vadeden sonraki ödemelerin gecikme faizi olarak mahsubu yapıldıktan sonra kalan alacağa faiz yürütülüp taleple de bağlı kalınarak hüküm kurulması gerekirken BK 113. maddeye aykırı biçimde alacağın tümü ödenmediği halde, ihtirazi kayıtsız ödemeleri kabul ettiği gerekçesiyle işlemiş faiz isteminin reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı ve davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün temyiz eden davacı ve davalı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 30.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.