Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/3087 E. 2015/6036 K. 26.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/3087
KARAR NO : 2015/6036
KARAR TARİHİ : 26.11.2015

Mahkemesi :Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :04.03.2015
Numarası :2014/1307-2015/124

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat D..Y.. ile davalı vekili Avukat B..C..A.. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, sözleşmenin feshi ile iş bedelinin ödenen kısmının iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece hüküm altına alınan alacağa kalıpların teslim edilmesi gereken 31.01.2012 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Faizin temerrüt tarihinden başlatılması gerekir.
Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101/I. maddesi uyarınca, muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceğinden, temerrüt ihtarla tanınan ödeme süresinin sonunda veya aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca borcun ifa edileceği gün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmişse o tarihte oluşur. Aksi takdirde temerrüdün dava tarihinde oluştuğu kabul edilir. Somut olayda kesin vade bulunmadığı gibi davacı iş sahibinin davalı yükleniciye gönderdiği 03.08.2012 tarihli ihtarnamede miktarı belirtilmiş bir alacak talep edilmediğinden anılan ihtarname davalıyı temerrüde düşürücü nitelikte değildir. Kalıpların teslim edilmesi gereken tarih de temerrüde düşürücü nitelikte olmadığından faiz başlangıcına esas tutulamaz. Bu durumda davalının ancak dava açılmasıyla temerrüde düştüğünün dolayısıyla faizin de bu tarihten başlatılacağının kabulü zorunludur. Faizin dava tarihi olan 31.08.2012 yerine 31.01.2012 tarihinden başlatılması bozma nedenidir. Ne var ki, bu hatanın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nın 438/VII. maddesi gereği düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın hüküm fıkrası 2. bendinin 2. satırında yeralan “31.01.2012” tarihinin karardan çıkarılmasına, yerine “31.08.2012 dava” tarih ve kelimesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 26.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.