YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/290
KARAR NO : 2015/3716
KARAR TARİHİ : 26.06.2015
Mahkemesi :İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :04.11.2014
Numarası :2014/496-438
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı şirket vekili, davalı ile davacı müvekkili arasında 23.08.2010 tarihli davalıya ait taşınmazın tadili işi ile ilgili sözleşme imzalandığını ve müvekkilinin işi bitirip teslim etmesine rağmen iş bedelinin ödenmediğinden bahisle iş bedelinin tahsili amacıyla İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2012/14881 Esas sayılı icra dosyası ile takibe geçtiğini, davalı borçlu şirketin haksız ve yersiz şekilde takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptâlini ve %40’dan aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalı iş sahibi ise, usule ilişkin itirazları bulunduğunu ve sözleşme konusu edimlerin eksik ifa edildiğini belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne ve %20 oranında icra inkâr tazminatına karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2012/259 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı şirket tarafından borçlu davalı şirket aleyhine 12.500,00 TL asıl alacak ve 4.376,00 TL işlemiş faiz olmak üzere 16.876,00 TL üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 14.12.2012 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının 20.12.2012 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece, davanın kabulüne ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. İİK’nın 67/II. maddesi uyarınca borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilebilmesi için, alacağın likit başka bir deyişle belirlenebilir olması ve borçlunun itirazında haksız olması gerekir. Oysa ki, dava konusu alacağın varlığı ve miktarı yargılama sonucu belirlenmiş olup, likit değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmişse de düşülen bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılması gerektirmediğinden, hükmün HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2. bendinde yer alan “Asıl alacak üzerinden %20 oranı üzerinden hesap edilen 1.800,00 TL tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin karardan çıkarılmasına, yerine ”davacının koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine”cümlesinin karara eklenmesine, kararın değişik bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 26.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.