Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/2279 E. 2015/6060 K. 30.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2279
KARAR NO : 2015/6060
KARAR TARİHİ : 30.11.2015

Mahkemesi : Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki asıl ve birleşen dosya davalısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Asıl ve birleşen dosyada açılan dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan hukuki ilişki nedeniyle düzenlenen hakedişlerde yapılan poz uygulamalarının hatalı yapılması sebebiyle eksik ödenen iş bedelinin tahsili istemlerine ilişkin olup; mahkemece asıl davanın konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dosyada açılan davanın ise ıslah edilen kısım da dikkate alınarak kabulüne dair verilen karar, asıl ve birleşen dosyalarda verilen kararlar yönünden davalı iş sahibi idare vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşmiş olan cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına göre davalı iş sahibi idare vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı iş sahibi idare vekilinin asıl dosyada verilen karara yönelik temyiz itirazının incelenmesinde; davalı idare tarafından yapılan ödemenin, mahkemenin temyiz incelemesi neticesinde Dairemizce onanan kararı üzerine yapılan bir ödeme olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, ödemeye dayanak yapılan karar Dairemizce karar düzeltme incelemesi üzerine bozulmuştur. Bu haliyle, söz konusu ödeme, taraflar arasındaki ihtilafı sonlandırma amacıyla yapılan bir ödeme olmayıp, asıl dosyada açılan davaya konu ihtilaf halen çözümlenmiş değildir. Bu yönüyle mahkemece davanın esasına ilişkin olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilerek, dava açıldıktan sonra yapılan ödemelerin ödeme tarihi ve miktarı da kararda gösterilmek suretiyle kararın infazında dikkate alınmasına karar verilmesi gerekirken, ödeme yapılmakla uyuşmazlığın konusuz kaldığı şeklindeki yanılgılı değerlendirme ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
3-Davalı iş sahibi idarenin birleştirilen dosyada verilen karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 282. maddesi uyarınca mahkeme, takdiri bir delil olan bilirkişi görüşlerini diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Bilirkişi raporlarında eksiklik ya da belirsizlik bulunup bulunmadığının denetlenmesi ve bir eksiklik veya belirsizlik bulunması halinde eksikliğin tamamlanması ya da belirsizliğin giderilmesi görevi de, aynı Kanun’un 281/2. maddesi uyarınca mahkemeye aittir. Bu halde, ilk raporu veren bilirkişilerden ek rapor alınabileceği gibi yeni bir bilirkişiler kurulu da oluşturulabilir. Nitekim, mahkemece bilirkişi raporunun denetimine imkân tanınması amacıyla HMK’nın 279/2. maddesinde bilirkişi raporunda inceleme konusu yapılan maddî vakıalar ile varılan sonuçların gerekçelerine yer verilmesi zorunluluğu bulunduğu ifade edilmiştir. Başka bir anlatımla, bilirkişi raporları gerekçeli, mahkeme ve Yargıtay denetimine de elverişli olmalı, teknik meseleler Hakimin anlayacağı dilde ifade edilmelidir.
Somut olaya dönüldüğünde; mahkemece, Dairemizden verilen bozma ilamına uyulmuş, dosya; bozma ilamında gösterilen şekilde hesap yapılması için yeniden oluşturulan bilirkişiler kuruluna tevdi edilmiştir. Bilirkişiler kurulunca 03.02.2014 tarihli rapor alınmış, alınan bu rapora her iki tarafça itiraz edilmiş, mahkemece itirazların karşılanması amacıyla dosya yeniden bu kurula teslim edilmiş, bilirkişiler kurulunca bu kez 15.07.2014 tarihli ek rapor sunulmuştur. Bu sırada, birleşen dosyada açılan davanın da eldeki dosya ile birleştirilmesi üzerine, dosya ikinci ek raporun hazırlanması amacıyla yeniden bilirkişiler kuruluna verilmiş, bu doğrultuda 05.02.2015 tarihli rapor düzenlenmiştir. Ancak, gerek 15.07.2014 tarihli rapor içeriği gerekse de bu kurula hukukçu bilirkişinin eklenmesi suretiyle alınan 05.02.2015 tarihli ikinci ek rapor itirazları denetime elverişli şekilde karşılar nitelikte değildir. Özellikle, davalı iş sahibi idarenin ile yapmış olduğu yazışma doğrultusunda almış olduğu 18.02.2014 tarihli yazıda içme suyu isale hattı yapım işlerinde yol ve kafa hendeği yapılmasının zorunlu imalat olmadığının belirtildiğine yönelik itirazı ile Karayolları XV. Bölge Müdürlüğü’nün 17.06.2009 tarihli yazısında 12 metrelik yol platformu üst yapısı, standart yer altı suyu drenajı, şev dibi hendek açılması ve kaplamaları ile şev desteklemeleri, kafa hendekleri, palye hendekleri, bunların kaplamaları ile ilgili yapılacak tüm kazı ve dolgu işlemlerinin Karayolları Genel Müdürlüğü Standartları ve Karayolları Genel Müdürlüğü Teknik Şartnamesi’ne uygun yapılacağının belirtildiğine yönelik itirazları Yargıtay denetimine elverişli bir şekilde karşılanmış ve açıklanmış değildir. Raporun denetime elverişli olduğundan söz edilebilmesi için özellikle iş sahibi idarenin itiraz konusu ettiği karayolu imalâtı için zorunlu olduğu halde bedeli İller Bankası birim fiyatlarıyla hesaplanan alacak kalemlerinin ayrıntılı ve denetime elverişli bir şekilde raporda gösterilmesi zorunludur.
Mahkemece, bilirkişiler kurulundan yeniden ek rapor alınarak davalı iş sahibi idarenin teknik nitelikteki itirazlarının mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde karşılanması, bu kapsamda; davalı idarenin birim fiyatlarıyla ödenmesi gerektiği halde birim fiyatlarıyla ödeme hesaplandığını ileri sürdüğü kalemlerle ilgili, her bir kalem yönünden ayrı ayrı hangi birim fiyatın uygulandığının açıklattırılarak asıl ve birleşen dosyalarda sonuca varılması ve davalı idarece yapılan ödemenin de asıl dosyada verilecek kararda ödeme miktarı ve tarihinin gösterilerek infaz sırasında nazara alınmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile birleşen davada yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru olmamıştır.
Diğer taraftan, mahkemece kararda davalı idarenin harçtan muaf olduğu gerekçesiyle davacı tarafından ödenen peşin harçların davacı yüklenici şirkete iadesine karar verilmiş olmasına karşılık, ek kararla tavzih yapılarak alınması gerekli harçların davalı idareye yükletilmesi suretiyle kararın değiştirilmiş olması da kabul şekli bakımından usul ve yasaya aykırıdır.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı iş sahibi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3. bentler uyarınca kabulüyle asıl ve birleşen dosyada verilen hükmün davalı iş sahibi yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dosya davalısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 30.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.