Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/2148 E. 2015/2988 K. 01.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/2148
KARAR NO : 2015/2988
KARAR TARİHİ : 01.06.2015

Mahkemesi :İstanbul/Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :03.02.2015
Numarası :2014/1219-2015/98

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatnının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; yetkili icra dairesinde yapılmış bir takip bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı yüklenici, İstanbul Anadolu 21. İcra Müdürlüğü’nün 2014/11435 takip sayılı dosyasıyla bakiye iş bedeli ve işlemiş faiz alacağının tahsili için davalı iş sahibi aleyhine icra takibinde bulunmuş, davalı tarafından yetkiye ve borca süresi içersinde itiraz edilmiştir. İtirazın iptâli davalarında, Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulamalarına göre, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmişse, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun yada olmasın öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın değerlendirilip sonuçlandırılması gerekir. Nitekim mahkemece de, davalının ikametgahının Beyoğlu/İstanbul olduğu, İstanbul Anadolu icra dairesinin icra takibinde yetkisinin olmadığı, böylece yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Sorun, İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü’nün icra takibinde yetkili olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki ihtilâf, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklandığından, bu türden uyuşmazlıklardan kaynaklanan icra takiplerinin kural olarak İİK’nın 50. maddesi uyarınca HMK hükümleri kıyas yoluyla uygulanacağından davalının yerleşim yeri, sözleşmenin ifa edileceği yer veya yetki sözleşmesinde belirlenen yer icra dairelerinin birinde açılması gerekmektedir. Dosya içersinde bulunan ve taraflar arasında imzalanan sözleşme metinlerinden her iki sözleşmenin de 1086 sayılı HUMK yürürlükte bulunduğu tarihte akdedildiği, bu sözleşmelerde yetkili icra dairesi ve mahkemenin belirlenmediği, işin ifa yerinin ise Pendik olduğu anlaşılmaktadır. HSYK 1. Dairesi’nin 30 Kasım 2012 tarih ve 2890 sayılı kararnamesiyle Pendik Adliyesi, Kadıköy, Kartal, Üsküdar, Tuzla ve Sultanbeyli Adliyeleri ile birleştirilerek İstanbul Anadolu Adliyesi kurulmuştur. Şu halde Pendik İlçesi sınırları içersinde yapılan bir imalattan doğan ihtilaflarda icra takibi ve davanın İstanbul Anadolu adliyesinde görülmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacı yüklenici, bu seçimlik hakkını ifa yeri olarak kullanmış ve icra takibini yetkili icra dairesinde yapmıştır. Bu durumda davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının reddedilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, davalının yetki itirazının kabul edilerek yetkili icra dairesinde başlatılmış geçerli bir takip bulunmadığından bahisle davanın reddi doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 01.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.