Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/1860 E. 2015/4372 K. 14.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1860
KARAR NO : 2015/4372
KARAR TARİHİ : 14.09.2015

Davacı Ö….G..Turz. Taş. San. Tic. Ltd. Şti. ile davalı C.M.. P.. Turz. Tıbbi Malz. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. arasındaki davadan dolayı İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21.05.2013 gün ve 2012/295-2013/168 sayılı hükmü onayan Dairemizin 02.07.2014 gün ve 2014/1417-2014/4662 sayılı ilâmı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan edimin eksik ifa edilmesi nedeniyle meydana gelen zararın tazmini ve işletmenin faaliyetine başlamakta gecikmesi nedeniyle oluştuğu ileri sürülen gecikme tazminatının tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın onanmasına ilişkin Dairemiz ilâmının kaldırılması ve mahalli mahkemesince verilen hükmün bozulması istemiyle davacı iş sahibi şirket vekilince bu kez karar düzeltme yoluna başvurulmuş, dosya yeniden incelenmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilâmında benimsenen gerektirici sebeplere göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme nedenleri yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen sözleşme ile taraflarının lisans sahibi sıfatıyla restaurant işletmek üzere davalı şirketin işletmesini devraldığını, işletmeyi yasal olarak faaliyete geçirmek için gerekli olup, sözleşmeye göre davalı tarafça alınması kararlaştırılan yapı kullanma izni ile işyeri çalışma ruhsatının sözleşmesinde gösterilen süre aşıldıktan sonra 27.07.2011 tarihinde alındığını ifade ederek sözleşmeye göre işletmenin faaliyete geçirilmesi gereken 01.01.2011 tarihi ilâ ruhsatın alındığı 27.07.2011 tarihleri arasında işletmenin aktif hale gelmemesinden kaynaklanan kazanç kayıplarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; davalı vekili ise, taraflarının tüm sorumluluklarını yerine getirdiklerini, işyeri çalışma ruhsatının alınması yükümlülüklerinin olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, sözleşme kapsamında işletmenin yapı kullanım izin belgesinin alınabilmesi için sözleşmede gösterilen duvarının yapılması gerektiği, bu tadilat için davalı yüklenici tarafa teslim edilen projenin mevzuata aykırı olduğu, sözleşmeye göre davacı iş sahibinin mevzuata uygun proje hazırlatma yükümlülüğü bulunduğu; dolayısıyla yapı kullanım izin belgesinin alınmamasının davacının kusurlu davranışından kaynaklandığı, davacının öncelikle projenin yasal ve yöntemine uygun bir şekilde hazırlanması edimini ifa etmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiş, kararın davacı tarafça temyizi üzerine Dairemizce hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 1. maddesinde; 31 ve 32 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan iki bağımsız bölüm üzerinde yapılacak olan “Burger King” markalı fast food mağazasının yapımındaki tüm tamirat, tadilat, dekorasyon işleri ile tüm demirbaş alımlarının yüklenici davalı şirket tarafından yapımı konusunda anlaşma sağlandığının ifade edildiği, 3. maddesinde; yapılacak tamirat, tadilat ve dekorasyon projelerinin iş sahibi tarafından çizdirileceğinin, bu projenin taşınmazın ana yapısına zarar vermemesi gerektiği, ayrıca mevzuata uygun olmasının da zorunlu olduğunun belirtildiği, 5. maddesinde; projenin ilgili kurumlarından alınması gerekli tüm izinlerinin yüklenici ve iş sahibi tarafından alınacağının, diğer kat maliklerinden alınması gerekli muvafakat ve izinlerin de davacı iş sahibinin sorumluluğunda olduğunun ifade edildiği, 6. maddesinde de; iş bedelinin 30.000,00 $ + KDV olarak kabul edildiği görülmektedir.
Dava dilekçesinde davacı tarafça, işletmenin faaliyete geçirilmesindeki gecikme nedeniyle uğranılan kâr kaybının tahsili talep edilmişse de, talebin dilekçenin bir bütün halinde incelenmesi neticesinde dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 106/II. maddesinde düzenlenen gecikme tazminatı istemine ilişkin olduğu anlaşıldığından, değerlendirmenin bu çerçevede yapılması gerekmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 357/III ve 361/I. maddeleri uyarınca; yüklenici işin ehli olup bedele hak kazanabilmesi için, eseri fen ve sanat kuralları ile tekniğine ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim etmesi zorunludur. Sözleşme ve ekleri ile proje ve teknik resimlere aykırı olarak imalat yapılmış olması halinde, imâlatın bu şekilde yapılması iş sahibi tarafından talep edilmiş olsa dahi yüklenici iş sahibine karşı genel ihbar yükümlülüğünü yerine getirmemişse, yüklenici doğacak sonuçlardan kurtulamaz. İş sahibinin talimatının yerine getirilmesi halinde eserin, fen ve sanat kuralları ile tekniğine ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlanamayacağının iş sahibine ihbarı anlamına gelen genel ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmesine karşılık, iş sahibinin talimatında ısrar etmesi halinde yüklenicinin sorumluluğundan söz edilemeyecektir. (Emsal: Dairemizin 03.10.2013 tarih, 2013/3837 Esas ve 2013/5411 Karar sayılı ilâmı)
Somut olaya dönüldüğünde; davalı yüklenici az yukarıda izah edilen ve 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 357/III ve 361/I. maddelerinde anlamını bulan genel ihbar külfetini yerine getirdiğini iddia ve ispat edememiştir. Diğer taraftan, davacı iş sahibi de taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3. maddesinde ifade edildiği şekilde mevzuata uygun yapılacak proje teslimatı yapamamıştır. Teslim edilen projenin mahkemece hükme esas alınan 27.06.2012 tarihli bilirkişiler kurulu raporunda açıkça kabul edildiği üzere, mevzuata uygun olmadığı da belirlenmiştir. Bu durumda, projeyi mevzuata uygun olarak hazırlatıp davalı yükleniciye teslim etmeyen davacı iş sahibi sözleşmenin 3. maddesine uygun davranmaması nedeniyle; bu projenin mahallinde uygulanması halinde mevzuata aykırı bir inşaat oluşacağı konusunda genel ihbar külfetini yerine getirmeyen davalı yüklenici de 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 357/III ve 361/I. maddelerinde belirlenmiş yükümlülüğünü yerine getirmediğinden, işletmenin faaliyete gecikmeli olarak başlamasından dolayı ortak kusurludur.
Dosya kapsamına göre tespit edilen bu belirlemenin dışında; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 5. maddesi uyarınca, yapı kullanma izin belgesi alınabilmesi için kat maliklerinin muvafakatlerinin alınması sorumluluğu da davacı iş sahibine ait olup, bu yükümlülüğün gecikmeli olarak yerine getirildiği yönünde savunma da bulunduğundan, bu konunun da taraflarca sunulan deliller kapsamında değerlendirilerek tarafların kusur oranına etkisinin belirlenmesi zorunludur. Mahkemece bu yönde yapılmış bir araştırma bulunmamaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan kurallar dahilinde işletmenin faaliyete geçmesindeki gecikme nedeniyle tarafların kusur oranlarının belirletilmesi, akabinde 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 106/II. maddesi kapsamında müspet zarar olarak hakettiği gecikme tazminatı miktarının hesaplanmasından ibarettir.
Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmiş olması doğru olmayıp, mahkeme kararının açıklanan nedenlerle bozulması gerekirken, onandığı anlaşıldığından davacı iş sahibi şirket vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle, mahalli mahkemesince verilen hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı iş sahibi şirket vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle Dairemizin 02.07.2014 tarih, 2014/1417 Esas ve 2014/4662 Karar sayılı onama ilâmının kaldırılmasına, hükmün davacı iş sahibi şirket yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin ve karar düzeltme harçlarının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 14.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.