Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/1652 E. 2015/5972 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1652
KARAR NO : 2015/5972
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

Mahkemesi :Karşıyaka 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :02.07.2014
Numarası :2013/166-2014/201

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı iş sahibi davasında, davalı yüklenici ile yapmış oldukları sözlü sözleşme uyarınca, ıslak mendillerin dış ambalajlarının davalı tarafından yapıldığını, ancak bu imalatların ayıplı olduğunu ve davalıya ayıp ihbarında bulunulduğunu iddia ederek 14.000,00 TL tutarındaki elinde bulunan ayıplı malların bedelinin, marketlere ayıp nedeniyle yapmış olduğu 16.000,00 TL iskonto bedelinin ve 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda; iskonto bedeline ilişkin istemin reddine, manevi tazminata ilişkin istemin kısmen kabulüne ve ayıplı ürünlerin bedelinin iadesi istemine ilişkin istemin ise kabulüne karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, davacının kullanılamayacak derecede ayıplı olan ıslak mendillerin bedelinin davalıdan tahsiline ve ispatlanamayan iskonto bedelinin tahsili isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi isabetli olmamıştır. Şöyle ki; malvarlığına yönelen bir eylem dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi anlamında kişisel hakları ihlal eden bir eylem niteliğinde değildir. Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi gereğince kişisel hakları (çıkarları) hâleldar olan kimse manevi tazminat isteyebilir. Böyle bir kimseye bir miktar para ödenmesi ruhsal acılarını kısmen de olsa giderme amacına yöneliktir.
MK’nın 24. maddesinde belirtilen esas kurala göre kişisel çıkarları haksız tecavüze uğrayan kimse ancak yasanın gösterdiği hallerde manevi tazminat isteyebilir. TBK’nın 58. maddesi de MK’nın 24. maddesini doğrulamaktadır. Kişisel hakların zarar görmesi sözleriyle kişinin kişiliğe ilişkin olan hakları, diğer bir deyimle kişisel varlığı amaçlanmıştır. Kişisel hakları, kişinin kendi hür ve bağımsız varlık bütünlüğünü sağlar. Bu hak insanın doğumu ile kazanılan ve kişiliğe bağlı olan bir haktır. Hayat, beden ve ruh tamlığı, vicdan, din, düşünce ve ekonomik çalışma özgürlüğü, şeref, haysiyet ve itibar, ün, ad, sır ve resim hep kişisel varlıklardır. Şu halde Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi hükmünce manevi tazminata hükmedilebilmesi ve kişisel yararların hâleldar olması ön şart olarak aranmakta, bu hüküm mal varlığına ilişkin zarar halini kapsamamaktadır. Gerçi mal varlığına yönelen bir eylem az veya çok kişiyi manevi bir üzüntüye düşürebilir. Fakat böyle bir üzüntü TBK’nın 58. ve MK’nın 24. maddesinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan bir eylem niteliğinde değildir. Dava konusu somut olayda davalının eksik ve ayıplı imalâtı nedeniyle davacı iş sahibinin ticari itibarının zarar gördüğü gerekçesiyle manevi tazminat istenmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki temel ilişki eser sözleşmesinden kaynaklanan yapım işi olmaktadır. Manevi tazminata konu edilen eylem malvarlığına yönelen bir nitelik arzetmektedir. Davacı yararına manevi tazminat tayini için gerekli yasal koşullar oluşmamıştır.
Tüm bu nedenlerle davacının manevi tazminat isteminin de reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü yönünde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca diğer temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.