Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/1617 E. 2015/5970 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1617
KARAR NO : 2015/5970
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

Mahkemesi :Ankara Batı 5. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :08.01.2015
Numarası :2012/405-2015/2

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup bakiye iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davalı şirketin yükleniciliğini üstlendiği Bağlıca’da bulunan ve mahkeme kararının 2. sayfasında belirtilen kooperatiflerin villa ve dairelerinin kalorifer, içme suyu, pis su, doğalgaz, kalorifer, yağmur inişleri, yayın süzgeç pis su ve temiz su toplamaları vs. imalâtları yapım konusunda eser sözleşmesi ilişkisi kurulmuştur. Davacı tarafça 28.09.2007 tarihli Y.. K.. Çankırı başlıklı ve altında Y.. K.. ile Ö.L..C..isim ve imzasını taşıyan ajanda yaprağına yazılı belge yazılı sözleşme olarak ileri sürülmüş ise de; söz konusu belgede sözleşme anlamına gelen ifadeler bulunmadığı, Ö.L. C..’nin davalı şirketi temsilen söz konusu belgeyi imzaladığına dair ibare ve kaşe olmadığı, gerçekleştirildiği ileri sürülen imalâtların bu belgede yazılanlardan farklı ve fazla olduğunun anlaşılması karşısında ve davalı tarafçada bu belgenin benimsenip uygulandığı kanıtlanamadığından söz konusu belgenin yazılı eser sözleşmesi olarak nitelendirilmesi ve kabulü mümkün değildir.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda akdî ilişkinin varlığının sabit olup tarafların bedelde anlaşamamaları halinde işin yapıldığı ileri sürülen 2007 yılında yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 366. maddesi hükmü gereğince gerçekleştirilen imalâtın yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçlerine göre tespiti gerekir. Eldeki davada mahkemenin bu anlaşmaya değer vererek belgedeki imalâtların belgedeki fiyatlarla bulunmayanların piyasa rayiçleri ile hesaplayan bilirkişi raporuna itibar edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece yeniden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulundan gerekirse mahallinde keşif de yapılmak suretiyle davacının gerçekleştirdiği imalâtların tespit ettirilip işin yapıldığı ileri sürülen tarihlerdeki mahalli piyasa rayiçlerine göre bedeli, tarafların bozmadan önce alınan bilirkişi raporu ve ek rapora itirazları da gözönünde tutulup karşılanmak suretiyle hesaplattırılıp önceki kararda dava dışı O..E..’a yapılıp, hakedilen bedelden düşülen 29.630,00 TL ile kanıtlanıp mahkemece kabul edilen 402.269,38 TL ödeme mahsup edilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın yazılı miktarda kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.