Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/1551 E. 2015/4481 K. 17.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1551
KARAR NO : 2015/4481
KARAR TARİHİ : 17.09.2015

Mahkemesi :Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :26.09.2013
Numarası :2011/593-2013/613

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı-birleşen dosya davalısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Asıl ve birleşen dava eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, asıl davada; bakiye iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine karşı yapılan itirazın iptâli ve takibin devamı, birleşen davada ise; yasal süresi içerisinde fatura düzenlenmemesi nedeniyle fazladan ödenen miktar ile geri alınamayan KDV alacağının tahsili istenmiş, mahkemenin; asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kabulüne dair kararı asıl davanın davacısı, birleşen davanın ise davalısı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-birleşen dosya davalısının bütün temyiz itirazlarının reddiyle birleşen Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/34 Esas sayılı dava dosyasına ilişkin kurulan hükmün ONANMASINA,
2-Davacı-birleşen dosya davalısının asıl dava dosyasına karşı yapmış olduğu temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davacı yüklenici asıl dava dosyasıyla açmış olduğu davada, davalıya 2010 yılında dört modelden oluşan paslanmaz korkuluk imalatı yaparak teslim ettiğini, iş bedelinin KDV dahil 73.160,00 TL olduğunu, bu iş bedelinden sadece 30.090,00 TL’sinin ödendiğini, bakiyesinin ise ödenmediğini, bakiye alacağının tahsili için yürütmüş olduğu icra takibine de davalı tarafından itiraz edildiğini iddia ederek, icra takibine karşı yapılan itirazın iptâli ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı-birleşen dosya davacısı iş sahibi ise vermiş olduğu cevap dilekçesinde, sadece 300 adet paslanmaz korkuluk işinin davacı-karşı davalıya yaptırıldığını, bu işin bedeli olan 30.090,00 TL’nin de kendisine ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı-karşı davalı cevaba cevap dilekçesinde ise, yapılan işin 400 adet olduğunu, sadece kaynak işi değil, kaynak ile beraber kesim ve montaja hazır hale getirme işlerini de yaptığını, yapılan toplam 400 adet işin de davalının yetkili temsilcisine teslim edildiğini belirtmiştir.
Taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu ihtilâf konusu değildir. İhtilaf, iş bedelinin miktarında, hangi işlerin yapıldığında ve iş sahibine teslimin ne miktarda olduğundan kaynaklanmaktadır. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan ve zaman bakımından uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 366. maddesi uyarınca; tarafların iş bedelini daha önce kararlaştırmamış olmaları yada tahmini olarak kararlaştırmaları halinde bedelin, işin yapıldığı yıl serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre belirlenmesi gerekmektedir. Öte yandan, akdi ilişkinin varlığının tespiti halinde, hangi işlerin yapıldığı, ne miktar ürünün teslim edildiği tanık anlatımları dahil her türlü delille ispatlanabilir. Çünkü, teslim “hukuki bir işlem” değil “maddi bir vakıa”dır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince: Davacı karşı davalı iş sahibi 400 adet paslanmaz korkuluğun kesim, kaynak ve montaja hazır hale getirdiğini, iş bedelinin ise 73.160,00 TL olduğunu, bu korkulukların da davalı iş sahibinin yetkili temsilcisine teslim edildiğini iddia etmesine karşın, davalı-birleşen dosya davacısı iş sahibi, 300 adet paslanmaz korkuluğun sadece kaynak işlerinin yapıldığını, iş bedeli olan 30.090,00 TL’nin de davacı-birleşen dosya davalısına ödendiğini savunmaktadır. Davacı tarafından dosya içerisine sunulan teslim tutanaklarının incelenmesinden, 300 adet paslanmaz korkuluğun 09.11.2010 tarihinde, 100 adet paslanmaz korkuluğun ise 17.12.2010 tarihinde iş sahibi şirketin temsilcisine teslim edildiği, 09.11.2010 tarihli teslim tutanağını iş sahibi şirket adına imzalayan L.. Y.. tarafından temsilcisi olduğu şirkete hitaben yazılmış olan 24.02.2012 günlü dilekçede teslim tarihinde Erzurum’da çalıştığını, 10 gün önce S.. G..’in ricası üzerine teslim tutanağını imzaladığını bildirmiş ise de; bu dilekçesinin teslim tutanağını hükümden düşürücü nitelikte olmadığı anlaşılmıştır. Şu halde, 400 adet paslanmaz korkuluğun davacı-birleşen dosya davalısı yüklenici tarafından imal edilerek davalı-birleşen dosya davacısı iş sahibine teslim edildiğinin kabulü gerekmektedir.
Bu durum karşısında mahkemece yapılması gereken, maddi gerçeğin ortaya çıkması için öncelikle, davacı-birleşen dosya davalısı yüklenicinin 400 adet paslanmaz korkuluğun sadece kaynak işini mi, yoksa; kesim, kaynak ve montaja hazır hale getirme işini mi yaptığı konusunda taraf tanıkları dinlenilerek yapılan işin kapsamı tespit edilmeli, bu şekilde işin kapsamı tayin edildikten sonra HMK’nın 281/3. maddesi uyarınca konusunda uzman bir bilirkişiden yapılan bu işlerin yapıldığı 2010 yılı serbest piyasa rayiç fiyatlarına göre ve tarafların kabul ettiği miktarlar da gözetilerek bedeli tayin ettirilmeli, saptanan bu iş bedelinden ödendiği taraflar arasında ihtilaf konusu olmayan 30.090,00 TL mahsup edilerek asıl davada hüküm kurulmalıdır.
Yukarıda açıklanan sebeplerle eksik incelemeye dayalı kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan sebeplerle birleşen Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/34 Esas sayılı dava dosyasına ilişkin kurulan hükmün ONANMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı-birleşen dosya davalısı iş sahibinin asıl dava dosyasına ilişkin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 472,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı-birleşen dosya davalısından alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 17.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.