Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/1492 E. 2015/5498 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1492
KARAR NO : 2015/5498
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

Mahkemesi :Fethiye 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :23.12.2014
Numarası :2010/546-2014/512

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptâline ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin taşeron olup, davalı şirketin Muğla ilinin muhtelif ilçelerinde yabancılara yönelik inşaat yapıp pazarlayan Han-el isimli şirketin yüklenici olduğu H.. Villaları’nın mermer işçiliği konusunda davacı şirket yetkilisi O..A..İ..ile anlaşarak imalâtların gerçekleştirilip asıl işveren firmaya teslim edildiğini, ne var ki, bir kısım iş bedelinin davalı şirket tarafından ödenmediğini, bakiye alacak için icra takibi başlatıldığını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, itirazın iptâli ile takibin devamına ve %40 icra inkâr tazminatının hüküm altına alınmasını dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin borcu bulunmadığını, eksik ve kusurlu imalâtlar nedeni ile davacının borçlu olduğunu, kaldı ki, tüm faturaların ödendiğini, takip dayanağı belgede imzası bulunan kişinin davalı şirketi temsile yetkili kişinin olmadığını, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, takibe dayanak yapılan belgede şirketin kaşesi ve tam adı yazılmaksızın şirketi temsile yetkisi bulunmayan şirket çalışanı tarafından imzalanmış olduğundan hukuken geçerli olmadığını, davacı tarafından yapılan imalâtlar karşılığı 218.172,73 TL’lik fatura kesildiği, yapılan imalâtların bedellerinin tespiti yönünden alınan raporda ise, 278.376,43 TL olup, toplam 300.000,00 TL ödeme yapıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi bulunmamaktadır. Ne var ki, sözlü eser sözleşmesinin varlığı da inkâr edilmemiştir. Ancak iş bedeli konusunda bir kararlaştırma da mevcut değildir. Eser sözleşmelerinde yüklenicinin eseri fen ve tekniğine uygun imâl edip teslim etmek yükümlülüğü, iş sahibinin ise bedeli ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. İş bedeli kararlaştırılmamış olması halinde imalâtların yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK’nın 366. maddesi uyarınca iş bedelinin mahalli piyasa rayicine göre hesaplanması gerekir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi ile imalâtların yapıldığı tarihteki piyasa fiyatlarına göre 287,376,43 TL olduğu hesaplanmıştır. Davalı yanın ödemeleri ise 258.051,75 TL olup, bakiye 29.324,68 TL davacı alacaklı görünmektedir. Her ne kadar dava ve takibe konu yapılan belgedeki imzanın davalının yetkili temsilcisi tarafından imzalanmaması sebebiyle mahkemece kabul edilmemesi yerindeyse de, davacının da iş bedelinden alacaklı olduğu alınan bilirkişi raporuyla kanıtlanmıştır. Bu nedenle mahkemece 29.324,68 TL asıl alacak ve takipten itibaren ticari avans faizi üzerinden davanın kabulüne, alacak hesaplamayı gerektirdiğinden ve bilirkişi raporuyla belirlendiğinden icra inkâr tazminatı isteminin reddine, harcı yatırılarak açılmış dava bulunmadığından takibe kadar kadar olan faiz isteminin de reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 03.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.