Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/1370 E. 2015/4331 K. 10.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1370
KARAR NO : 2015/4331
KARAR TARİHİ : 10.09.2015

Mahkemesi :Antalya 3. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :24.04.2014
Numarası :2008/116-2014/267

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı yüklenici açtığı asıl ve birleşen davasında …. ve … nolu hakediş alacakları için yaptığı icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr tazminatı talebinde bulunmuş, sonrasında davasını alacak davasına dönüştürmüş, davalı iş sahibi kooperatif ise birleşen davasında nefaset bedeli, fazla ödemenin iadesi, sözleşmeye aykırı imalât bedeli ile yüklenicinin SGK prim borcunun tahsilini talep etmiş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu yüklenici tarafından açılan davanın kısmen kabulüne, iş sahibi kooperatifçe açılan ve birleşen davanın ise reddine karar verilmiş, karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılar mahkemece uyulan bozma ilâmı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı yüklenici asıl davasında … nolu hakediş nedeniyle Antalya 6. İcra Müdürlüğü’nün 2000/3832 takip sayılı dosyasıyla 22.135,92 TL asıl alacak 1.893,77 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.029,77 TL’nin tahsili istemiyle yaptığı takibe davalının itirazının iptâlini, birleşen 2000/1296 Esas sayılı davasında ise …. nolu hakediş için aynı icra müdürlüğünün 2000/3833 takip sayılı dosyasıyla 14.170,00 TL asıl alacak, 2.259,03 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.429,32 TL için yapılan takibe itirazın iptâlini, takibin devamını ve %40 icra inkâr tazminatının tahsilini talep etmiştir. Dairemizin bozma ilâmı sonrasında ise 01.12.2011 harçlandırma tarihli ıslah dilekçesiyle bilirkişi raporuyla alacağının 44.936,11 TL olarak belirlendiğini bu alacağından icra takiplerinde talep etmiş olduğu toplam 36.305,92 TL’nin mahsubuyla 8.630,19 TL bakiye alacağın 17.08.2000 tarihinde reeskont faiziyle tahsilini istemiş, davacı yüklenici vekili 04.03.2013 tarihli duruşmada imzalı beyanıyla asıl ve birleşen davadaki taleplerini alacak davası olarak sürdüklerini beyan etmiştir.
Davalı-birleşen dava davacısı iş sahibi kooperatif ise birleşen 2001/806 Esas sayılı davasında fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak PVC imalâtından nefaset farkı olarak 8.936,38 TL; fazla ödeme olarak 32.500,00 TL; merdiven basamağı sahanlık giriş katı yan duvarları mermer kaplamasında analizlere uymama nedeniyle 17.762,11 TL; asansör yan kaplamasındaki analizlere uymama nedeniyle 1.498,67 TL ve toplam iş bedeli üzerinden davalı yüklenici tarafından ödenmesi gereken ancak ödenmeyen SGK prim borçları SGK’dan sorularak 46.882,70 TL olmak üzere toplam 107.579,87 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece bozma öncesi verilen ilk kararda yüklenici tarafından açılan asıl ve birleşen davaların 57 ve 58 nolu hakedişlere ilişkin olduğu, bu hakedişlere dayalı kesilen faturalara itiraz olmadığından kesinleştiği talepler dikkate alınarak kesin hesabın çıkarılması gerekmediği gerekçesiyle, yüklenici tarafından açılan asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne ve icra inkâr tazminatına, iş sahibi kooperatifçe açılan birleşen davada ise %2 nefaset bedeli olarak 35.794,98 TL’nin tahsiline, diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararının davalı birleşen dava davacısı iş sahibi kooperatif vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 18.06.2007 gün 2006/3167 Esas, 2007/4121 Karar sayılı bozma ilâmıyla, sözleşmenin davacı yüklenici tarafından 05.07.2000 tarihli ihtarla fesih edildiği, davalı iş sahibini de fesihe karşı çıkmadığı belirtilerek işin kesin hesabının çıkarılması ve uyuşmazlığın giderilmesi yapılacak kesin hesap sonucu mümkün olacağından icra inkâr tazminatı talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, bozma sonrası bilirkişi kurulundan rapor ve ek raporlar alınmış, en son alınan 14.03.2014 tarihli ek rapor hükme esas alınarak ve davanın alacak davasına dönüştüğü de belirtilerek yüklenici tarafından açılan davanın kısmen kabulüyle 36.305,92 TL asıl alacak ve 1.531,81 TL işlemiş faizin iş sahibi kooperatiften tahsiline, asıl alacağa dava tarihinden yasal faiz yürütülmesine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir. Bilirkişi kurulu 26.10.2010 tarihli raporunda yüklenici alacağını 47.154,00 TL olarak belirlemiş, 2.750,14 TL nefaset bedel düşülerek, 44.403,36 TL bakiye alacağa 532,25 TL KDV ilavesiyle, yüklenicinin 44.936,11 TL alacaklı olduğu, davalı iş sahibinin sözleşme kapsamında davacı yüklenicinin SGK’ya olan prim borcundan 7.500,87 TL’nin dava tarihinden sonra ödendiği bu nedenle hesaplamada dikkate alınmadığı belirtilmiş, mahkemece bu rapor ve faiz hesaplamasına ilişkin ek raporlar benimsenmiş ancak bozmadan sonra ıslah olamayacağı gerekçesiyle yüklenicinin açtığı davalardaki talepler dikkate alınarak 36.305,92 TL asıl alacak ve 1.531,81 TL işlemiş faiz yönünden yüklenicinin açtığı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizin uyulan bozma ilâmında taraflar arasındaki sözleşmenin yüklenici tarafından 05.07.2000 tarihli ihtarla fesih edildiği, davalı iş sahibinin ise buna karşı çıkmadığı bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin taraf iradeleriyle fesih edildiği belirtilerek kesin hesabın çıkarılması gereği ifade edilmiştir. Kesin hesapta tarafların sözleşme kapsamında tüm hak ve yükümlülüklerinin değerlendirilerek alacak ve borçlarının belirlenmesi zorunludur.
Bozmadan sonra alınan rapor ve ek raporlar kesin hesap niteliğinde değildir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 5. maddesinde çalışacak işçilerin SGK primlerinden yüklenicinin sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Davalı iş sahibi tarafından ödenen SGK primleriyle, sözleşmeye konu iş nedeniyle davacı yüklenici tarafından ayrıca ödenmesi gereken prim olup olmadığı, kimin tarafından ödendiği hususları SGK’dan sorularak hesaplamada dikkate alınmalıdır. Davalı iş sahibinin itiraz ve delilleri ile sözleşmedeki hak ve yükümlülükleri değerlendirilerek alacak ve borç durumunun belirlenmesi, fesih edilmiş olan sözleşmenin tam anlamıyla tasfiyesi gereklidir. Ayrıca birleştirilmiş olsa da davalar bağımsız niteliklerini muhafaza ettiklerinden, tarafların açtıkları davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalıdır. Tüm bu açıklamalar ışığında eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayalı bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru bulunmamış, belirtilen hususlar da değerlendirilerek bilirkişi kurulundan ek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi için kararın davalı birleşen dava davacısı yararına bozulması uygun bulunmuştur.
3-Davacı yüklenicinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; davacı yüklenici icra takibinde asıl alacağa reeskont faizi yürütülmesini talep etmiştir. Davacı talebi ve taraflar arasındaki sözleşmeye konu işin ticari iş niteliğinde olduğu dikkate alındığında belirlenecek yüklenici alacağına reeskont faizi yürütülmesi gerekirken yasal faiziyle tahsiline karar verilmesi doğru olmamış, bu nedenle de davacı birleşen dava davacısı yüklenici yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince davalı-birleşen dava davacısı iş sahibi kooperatif, 3. bent gereğince de davacı birleşen dava davalısı yüklenici yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı-k.davalıya geri verilmesine, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-k.davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.