Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2015/1016 E. 2015/5946 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1016
KARAR NO : 2015/5946
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

Mahkemesi :Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :10.11.2014
Numarası :2011/529-2014/575

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Uyuşmazlık, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmış olup, davada ödenmeyen iş bedelinin tahsili istemiyle girişilen ilâmsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptâli ile takibin devamı ve %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının tahsili istenmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece takip konusu alacağın likid olduğu kabul edilerek %40 oranında 104.854,00 TL icra inkâr tazminatına karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/II. maddesi uyarınca takibe itiraz eden borçlunun icra inkâr tazminatına mahkum edilebilmesi için itirazında haksız olması gerekir. Alacağın likid olmadığı, alacak miktarının yargılamada alınan bilirkişi raporu ile saptandığı hallerde borçlunun takibe itirazında haksızlığından söz edilmez.
Somut olayda; davacı tarafından başlatılan icra takibinde 261.183,38 TL asıl alacak ve 3.134,20 TL işlemiş faizden oluşan toplam 264.317,58 TL alacağın tahsili istenmiş, davalı borçlu işin sözleşmeye uygun ifa edilmediğini, yapılan işte eksik ve ayıplar bulunduğunu belirterek takibe itiraz etmiş, aynı itirazlarını davaya cevabında da sürdürmüştür. Davacının hakettiği alacak miktarı yargılamada alınan bilirkişi raporu ile davalının savunmasında ileri sürdüğü hususlar da değerlendirilmek suretiyle belirlenerek 261.183,38 TL asıl alacak ve 951,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 262.135,08 TL alacak üzerinden dava kısmen kabul edilmiştir. Alacak miktarı bilirkişi raporu ile belirlendiğinden ve takip talebinde yazılı olandan daha aza hüküm verildiğinden alacağın likid olduğu ve borçlunun takibe itirazında haksız bulunduğu kabul edilemez.
Bu durumda mahkeme yasal koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı talebinin reddi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek alacağın likid kabul edilip davalı borçlunun inkâr tazminatına mahkum edilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç göstermediğinden 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken mülga 1086 sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın icra inkâr tazminatı kaldırılmak suretiyle düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte yazılı nedenlerle kararın hüküm kısmının 1 nolu bendinin ikinci paragrafındaki “Kabul edilen miktarın takdiren %40’ı oranında hesaplanan 104.854,00 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” cümlesinin karardan çıkartılarak yerine “Yasal koşulları oluşmadığından davacının icra inkâr tazminatı isteminin reddine” cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.