Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/896 E. 2014/6491 K. 12.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/896
KARAR NO : 2014/6491
KARAR TARİHİ : 12.11.2014

Mahkemesi :Acıpayam Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :12.11.2013
Numarası :2013/69-447

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Uyuşmazlık zaman bakımından somut olaya uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Davada iş bedelinin ödenmeyen kısmının tahsili istemi ile başlatılan ilâmsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptâli ile takibin devamı ve %20 oranında icra inkâr tazminatının tahsili istenmiştir. Davalı cevabında sözleşmede 42.000,00 TL olarak kararlaştırılan götürü bedelin şifahi anlaşma ile 22.500,00 TL’ye düşürüldüğünü, bu bedelin de ödeme planına bağlanarak ödendiğini, bakiye borç kalmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece sözleşmede kararlaştırılan iş bedelinin şifahi sözleşme ile değiştirildiğinin yasal delillerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle dava kısmen kabul edilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
2-Davacı tarafından davalı aleyhine Denizli 7. İcra Müdürlüğü’nün 2012/8387 Esas sayılı dosyası ile girişilen icra takibinde 19.526,88 TL asıl alacak yanında 9.298,69 TL işlemiş faiz alacağı da istenmiş, mahkemece mali müşavir tarafından düzenlenen rapora dayanılarak 6.765,00 TL işlemiş faiz alacağı da hüküm altına alınmıştır. Hükme dayanak rapordan faizin hangi tarihler arası için hangi orana göre hesaplandığı da anlaşılamamaktadır. Takip öncesi faiz alacağına hükmedilebilmesi için borçlunun yöntemine uygun ihtar ile temerrüde düşürülmesi (BK madde 101/I) ya da sözleşmede taraflarca kararlaştırılmış kesin vadenin bulunması gerekir. Aksi halde temerrüdün icra takibinin başlatıldığı tarihte oluştuğu kabul edilerek takip öncesi döneme ait faiz alacağı talebinin reddi gerekir.
Somut olayda sözleşmede kararlaştırılmış kesin bir vade bulunmadığı gibi takip öncesinde borçlunun temerrüde düşürüldüğüne dair bir ihtar da dosyaya sunulmamıştır. Ödeme talebini içerir bir kayıt bulunmadığı sürece fatura tanzim ve tebliğ de borçluyu temerrüde düşürücü bir işlem olarak kabul edilemez. Bu durumda mahkemece takip öncesi döneme ait faiz alacağı ile ilgili itirazın iptâli isteminin reddi gerekir iken, başlangıcı belli olmayan tarihten itibaren hesaplanan faiz alacağına hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte yazılı nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 12.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.