Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/847 E. 2014/6656 K. 19.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/847
KARAR NO : 2014/6656
KARAR TARİHİ : 19.11.2014

Mahkemesi :Serik 2. Asliye Hukuk Hakimliği (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi :06.06.2013
Numarası :2011/762-2013/402

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekili Avukat …. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalât sonucu uğranılan zarar bedeli ile cezai şart bedelinin tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmış, davalı ayıplı imalât bulunmadığını, ayıbın kullanım hatasından meydana geldiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece 4.770,00 TL zarar bedeli ile 4730 Euro cezanın 22.07.2011 tarihindeki TL karşılığının o tarihteki faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Taraflar arasında düzenlenen 23.03.2009 tarihli sözleşme ile davacıya ait terasın tamir ve poliüretan su izolasyonunun yapımı 10.164,06 TL bedelle davacı tarafından yükümlenilmiştir. Davada ayıplı imalât nedeniyle zarara uğradıkları belirtilerek ayıptan kaynaklanan zarar ile birlikte sözleşmenin 4. maddesinde yer alan cezai şartın da ödenmesi istenmiştir. Davalı yüklenici sözleşmenin 3. maddesinde, 5 yıllık garanti süresi içinde imalâtta meydana gelebilecek ayıplar 3 gün içinde onarmayı ve bozulmadan dolayı meydana gelen zararları da ödemeyi taahhüt etmiş, bu taahhüdünü yerine getirmediği takdirde 4. maddede kararlaştırılan 4.730 Euro cezai şartı ödemeyi kayıtsız ve şartsız kabul etmiştir. Sözleşmede kararlaştırılan cezai şart, sözleşme tarihinde yürürlükte olan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 158/I. maddesinde düzenlenen seçimlik ceza niteliğindedir. Akdin ifa edilmemesi veya natamam olarak icrası halinde kararlaştırılan cezai şart, sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı takdirde akdin icrasıyla birlikte istenemez. Sözleşmede aksine hüküm bulunmadığından, ifaya yönelik eksik iş bedeli ve cezayla birlikte hükmedilmesi doğru olmamıştır. O halde, davada istenen eksik iş tutarı cezadan daha az olup davacı lehine olan 4.730 Euro cezanın TL karşılığı tutarın dava tarihindeki kur üzerinden istediği 11.600,00 TL’ye karar verilmesi gerekir ise de mahkemece 22.07.2011 tarihindeki TL karşılığına hükmedilmiş ve bu tarihteki kura göre karşılığı 11.430,00 TL olmakla, davacı temyizi de bulunmadığından davalı yararına oluşan usulî kazanılmış hak ilkesine göre 11.430,00 TL’nin, davadan önce temerrüt gerçekleşmediği, 06.07.2011 tarihli ihtarnamenin anılan Yasa’nın 101/I. maddesince temerrüde düşürücü nitelikte bulunmadığı gözetilerek dava tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan temerrüt faiziyle davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmelidir.
Bu hususlar üzerinde durulmadan ve 6100 sayılı HMK’nın 26. maddesine aykırı biçimde talep aşılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 19.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.