YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6943
KARAR NO : 2015/972
KARAR TARİHİ : 25.02.2015
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin davalıdan tahsili talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı iş sahibi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece verilen ilk karar Dairemizce; yüklenici ile eser sahibi arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmasa bile yapılan işin iş sahibi yararına olması halinde yüklenici 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 410 ve devamı maddeleri gereğince yapılan işin bedelini yapıldığı yıl piyasa rayiç fiyatlarına göre iş sahibinden isteyebileceği, bu nedenle mahallinde keşif yapılarak faturadaki işlerin ne kadarının yapıldığı, davalı yararına olup olmadığı ve yapıldığı yıl itibariyle piyasa rayici uyarınca bedelinin belirlenmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyularak, yapılan keşif ve alınan rapor uyarınca davanın kabulü ile davalının %40 icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilâmı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları reddedilmiştir.
2-Davacı alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için İcra İflas Kanunu’nun 67/II. maddesi uyarınca davalının icra takibine itirazında haksız ve alacağın likid olması gerekmektedir. Somut olayda icra takibine konu alacağın miktarı bilirkişi incelemesi sonucu belirlenmiştir. Her ne kadar takipteki asıl alacak miktarı kadar alacağa hükmedilmiş ise de; alacak yargılama ile belirlendiğinden diğer bir anlatımla alacağın tespiti yargılamaya muhtaç olduğundan likid olduğu söylenemez. Bu yüzden davalı icra takibine yapmış olduğu itirazında haksız sayılamayacağından, şartları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, bu istemin kabulü doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekirse de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK’nın geçici 3. maddesinin yollaması ile HUMK’nın 438/VII. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasının “3” nolu bendinde yer alan “Davalının itirazında haksız olduğu anlaşılmakla 7.500,00 TL’nin %40’ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine “Yasal koşulları oluşmadığından davacı yüklenicinin icra inkâr tazminatı isteminin reddine” cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 25.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.