Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/6848 E. 2015/5722 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6848
KARAR NO : 2015/5722
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

Mahkemesi :Bakırköy 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :17.07.2014
Numarası :2013/112-2014/254

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat O..B.. ile davalı vekili Avukat A..Ü.. geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davalı iş sahibi vekilinin 29.05.2014 tarihli dilekçesine ekli ve paraf ettiği hesap tablosunda davacı yükleniciye yaptığı ödemeyi 153.700 euro karşılığı 329.125,00 TL olarak kabul ettiğinin anlaşılmasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dava dilekçesinde diğer talepler yanında “yurtdışından kullanılmış ve demonte vaziyette ithal edilmiş olan döküm makinasının bakım onarım, montaj ve işletmeye alma” işinin de davacı yüklenici tarafından yapıldığı belirtilerek, bu iş nedeniyle de ödenmeyen bakiye iş bedeli alacağının tahsili istenmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan 07.03.2014 tarihli bilirkişi raporunda döküm makinasının bakım, onarım, montaj ve işletmeye alma işlerinin yapıldığı tarih itibariyle piyasa rayiç değeri 549.235,85 TL olarak hesaplanmış, hesaplama yapılırken döküm makinasının bakım ve onarımı için yapılan işçilik ve mühendislik hizmeti tutarı ile malzeme tutarına %20 kazanç (kâr) ve %18 KDV eklenmek suretiyle bulunan tutara %35 oranında Kurumlar Vergisi ilave edilmiş, 11.06.2014 tarihli ek bilirkişi raporunda da döküm makinasının bakım ve onarımı işinin rayiç değerinin hesaplanmasında aynı yöntem izlenmiş, sadece Kurumlar Vergisi oranı değiştirilerek %20 olarak uygulanmıştır. Davalı vekili ek bilirkişi raporuna karşı verdiği 22.04.2014 tarihli dilekçesinde Kurumlar Vergisi’nin kâr üzerinden tahakkuk etmesi gerektiğini, ek raporda ise (maliyet + kâr) üzerinden Kurumlar Vergisi hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüş, 29.05.2014 tarihinde verdiği dilekçesine ekli parafını da içeren hesap tablosunda da Kurumlar Vergisini kâr üzerinden hesaplanmıştır.
Gerçekten 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6/1. maddesinde; Kurumlar Vergisi’nin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı hükme bağlanmış, devamında da safi kurum kazancının ne şekilde tespit edileceği belirtilmiştir.
Bu durumda, davalı iş sahibi vekilinin 29.05.2014 tarihli dilekçesine ekli hesap tablosunda Kurumlar Vergisi kazanç üzerinden hesaplanmış olduğundan, raporu hükme esas alınan mali müşavir bilirkişiden 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6. maddesi hükmü ile davalı iş sahibinin bu konudaki itirazları dikkate alınarak ek rapor alınması ve döküm makinasının bakım ve onarım bedeli ile ilgili sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-Mahkemece hüküm altına alınan alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde davalıya Beyoğlu 7. Noterliği’nin 25.03.2010 tarih ve 10972 yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini belirterek anılan ihtarnameyi dava dilekçesinin IV/4 numaralı eki olarak sunmuştur. Adı geçen ihtarname davalıyı temerrüde düşürücü nitelikte olduğundan tebliğ tarihi saptanıp, bu tarihe ihtarnamede gösterilen 7 günlük ödeme süresi de eklenerek bulunacak temerrüt tarihinden itibaren kabul edilen alacağa faiz uygulanması gerekirken, bu husus dikkate alınmadan dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru olmamıştır.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına, 3. bent uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, 1.100,00’er TL duruşma vekillik ücretinin taraflardan karşılıklı olarak alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 12.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.