Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/6663 E. 2015/5610 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6663
KARAR NO : 2015/5610
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

Mahkemesi :Bodrum 2. Asliye Hukuk Hakimliği (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi :05.06.2014
Numarası :2011/387-2014/280

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat O..Y.. geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan işbedeli alacağının tahsili istemiyle girişilen takibe vâki itirazın iptâline ilişkindir. Davalı borcu ödediğini, başkaca alacağın kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davada, 23.04.2011 ve aynı tarihli (1) ve (2) nolu hakediş bedeli olarak gösterilen iki adet faturaya dayanılarak toplam 67.552,20 TL asıl alacağın tahsili istemiyle girişilen takibe vâki itirazın iptâli istenmiştir. Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde her iki faturanın da davalı defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Davalı, mükerrer kayıt olduğunu savunmuş ise de, savunmasını usulen kanıtlayamamıştır. Bu durumda her iki fatura nedeniyle davalının borçlu olduğu kabul edilmelidir. Ne var ki, faturalar toplamı 79.710,98 TL olmasına karşılık takipte 67.552,20 TL istenmiş, dava da bu miktar üzerinden açılmıştır. Davacının bu miktar alacağının kabulü yerine talebe aykırı biçimde faturaların toplamı esas alınarak alacağın belirlenmesi 6100 sayılı HMK’nın 26. maddesine aykırı olmuştur.
3-Davalı savunmasında, 43.000,00 TL’nin dava dışı firma tarafından kendi hesaplarından davacıya ödendiğini bildirmiş, mahkemece de bu savunmaya itibarla davacı alacağından 43.000,00 TL’nin mahsubu ile hüküm kurulmuştur. Oysa davacı bu ödemenin dava konusu işle ilgili olmadığı gibi dava dışı firma arasındaki başka akdî ilişkiden kaynaklandığını belirterek ödemeyi kabul etmemiştir. Gerçekten dosyaya giren bilgi ve belgelere göre bu ödemelerin dava konusu işle ilgili olduğu usulen kanıtlanmış değildir. Alınan bilirkişi raporunda da, ödemenin dava konusu işle ilgisi saptanamadığı gibi muhasebe tekniğine de uygun düşmediği sonucuna varılmıştır. Bu durumda kanıtlanamayan 43.000,00 TL ödemeye ilişkin savunmanın reddine karar verilmesi gerekirken alacaktan mahsubu ile hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2. bent uyarınca davalı, 3. bent uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 09.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.