Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/654 E. 2014/6071 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/654
KARAR NO : 2014/6071
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

Mahkemesi :Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :27.11.2013
Numarası :2011/656-2013/676

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı, icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili talebine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı davasında ve yargılama sırasında mahkemeye verdiği beyanında davalı ile aralarında 22.10.2009 tarihinde düzenlenen sözleşme ile davalıya ait binanın kaba inşaatının yapımını üstlendiğini, işin devamı sırasında davalının talebi ile sözleşme dışı imalâtlar yaptığını, bunlarla ilgili faturanın davalıya tebliğ edildiğini ve itiraz edilmediğini, faturada sayılanlar dışında da sözleşme harici imalâtlar yaptığını belirterek faturaya dahil olan ve olmayan tüm sözleşme dışı imalât kalemlerini saymak suretiyle alacağı için yaptığı icra takibine davalının itirazının iptâline karar verilmesini istemiş, davalı savunmasında davacının takibe konu ettiği faturadaki imalâtların tümünün sözleşme kapsamındaki imalâtlar olduğunu, bedellerinin mükerrer talep edildiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece bilirkişi N.. K..’den alınan rapor benimsenerek dava 83.804,43 TL asıl alacak üzerinden kabul edilmiştir.
Davacı tarafından yapılan icra takibinde 04.05.2011 tarihli fatura dayanak gösterilerek 88.459,00 TL asıl alacak üzerinden takibe geçilmiştir. Davacı bu faturanın tamamının sözleşme dışı işlerle ilgili olduğunu bu faturanın davalıya tebliği edildiğini, itiraza uğramadığını içeriğinin kesinleştiğini belirterek alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Takibe konu edilen 04.05.2011 tarihli faturada bedeli talep edilen işler kalemler halinde sayılmış olup davacı, dava dilekçesinde faturada belirtilen kalemler dışında da imalâtlar yaptığını, bedellerinin ödenmediğini belirterek bu imalât kalemlerini de açıklamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise faturaya konu imalât kalemleri ile faturada yer almayan kalemler birlikte değerlendirilerek tüm sözleşme dışı imalâtların toplam bedeli KDV hariç 98.392,36 TL hesaplanıp bunlardan sözleşme kapsamında kabul edilen imalât kalemleri için 27.371,66 TL bedel düşülerek davacı alacağı KDV eklenmek suretiyle 83.804,43 TL hesaplanmış mahkemece de bu miktar kabul edilmiştir.
Okundu.
Taraflar arasındaki ihtilafın çözümünde öncelikle çözümlemesi gereken sorun; takibe konu edilmeyen imalât kalemleri yönünden değerlendirme yapılıp yapılmayacağı ve sözleşme dışı işlerle ilgili olan faturaların tebliğinden sonra itiraz edilmemesi halinde içeriğinin kesinleşip kesinleşmeyeceği noktasındadır. Kural olarak yüklenicinin sözleşme dışı imalâtların bedeline hak kazanabilmesi için bunların kendisi tarafından yapılıp teslim edildiğini ve bu imalâtların iş sahibi yararına olduğunu kanıtlaması zorunludur. Davaya konu fatura tarihi itibarıyla uygulanması gereken 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 23. maddesi hükmünce 8 gün içinde itiraz edilmemesi halinde fatura içeriğinin kesinleşmesi kuralının ancak akdî ilişkinin varlığı halinde uygulanması mümkün olup, somut olayda sözleşme dışı fazla imalâta dayanıldığından itiraz edilmemesi halinde fatura içeriğinin kesinleştiğinden sözedilemez. (Emsal Dairemizin 26.03.2013 T 2013/3745 E,2013/2043 K sayılı ilamı)
Diğer taraftan bilindiği üzere itirazın iptâli davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan bir eda davasıdır. Bu davanın takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı olarak ele alınması gerekir ve sonucu itibarıyla takibin devamına etkili bir davadır. Bu nedenle takip talepnamesinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Davada her türlü delille ispat edilecek alacak da yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. Bunun sonucu olarak takip ve dava konusu olmayan faturanın bu davada dikkate alınamayacağı hakimin iddia ve savunmayla bağlı olduğu kuralının bir gereğidir. (Emsal HGK E. 2011/19-617 K. 2011/749T. 14.12.2011 ve E. 2006/19-260 K. Yukarıda sayılan ilkelere göre somut olayda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda takibe konu edilen ve sözleşme dışı işlere ilişkin olması nedeniyle tebliğ edilip itiraza uğramamış olsa bile içeriği kesinleşmiş kabul edilemeyecek nitelikte bulunan faturada sayılan imalât kalemleri dışında kalan imalât bedelleri de dikkate alınarak sonuca varılması doğru olmamıştır.
Yapılması gereken iş; yalnızca takibe konu edilen faturadaki imalât kalemleri yönünden değerlendirme yapılmak suretiyle öncelikle bunların sözleşmeye dahil olup olmadığının değerlendirilmesi, sözleşme dışı olduğunun kabulü halinde davalı iş sahibi yararına olup olmadığının belirlenmesi, yararlı ise dava tarihi itibarıyla uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 410 ve devamı maddelerindeki vekâletsiz iş görme hükümlerince işin yapıldığı yıl mahallî piyasa rayicine göre bedellerinin belirlenip bu miktar üzerinden davanın kabulüne, alacağın yargılama ile belirlenmiş olması nedeniyle likit kabul edilmeyeceği ve davalının takibe itirazının haksız kabul edilmeyeceğinden icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmesinden ibaret iken eksik inceleme ile davanın kısmen kabulü doğru olmamış davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.