Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/6472 E. 2015/2975 K. 01.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6472
KARAR NO : 2015/2975
KARAR TARİHİ : 01.06.2015

Mahkemesi :Alanya 1. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :13.05.2014
Numarası :2013/337-2014/276

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili istemiyle girişilen icra takibine vâki itirazın iptâli ile takibin devamına, %20 oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Davalı cevabında, davacı ile (A) blok için sözleşme imzaladıklarını, diğer bloklar için sözleşmelerinin bulunmadığını, ancak davacının diğer blokların yapımına devam ettiğini, malzemeleri kendilerinin temin ettiğini, davacının başkaca alacağının kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında 12.01.2012 tarihinde düzenlenen sözleşme ile malzeme ve işçilik tutarı 17.500,00 TL olmak üzere (A) blokun çatı tadilatı ve tamiratının yapılması kararlaştırılmış, KDV’nin ayrıca ödeneceği kabul edilmiştir. Sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinden olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmede kabul edilen bedelin anılan Kanun’un 365. maddesince götürü bedel niteliğinde olduğu, davacının sözleşme kapmasındaki imalâtı kararlaştırılan 17.500,00 TL + KDV bedelle yapmakla yükümlü olduğu, sözleşme dışı imalâtı ise, yine anılan Yasa’nın 413. maddesi hükmünce yapıldığı tarihteki piyasa rayiçlerine göre bedelinin ödenmesini isteyebileceği kabul edilmelidir. Dairemizin yerleşen uygulaması da bu biçimdedir. Davalı cevabında gerek sözleşme içi, gerekse sözleşme dışı imalâtların yapıldığını kabul ettiğine göre sözü edilen yasal düzenleme uyarınca davacının toplam alacağının belirlenmesi gerekirken yaptırılan bilirkişi incelemesinde tüm işlerin piyasa şartlarına ve dava tarihine göre bedeli hesaplanmıştır. Bu haliyle ve denetimi yapılamayacak bir hesapla düzenlenen bilirkişi raporuna itibarla hükme varılması doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılması gereken iş, (A) blok için sözleşmede kararlaştırılan 17.500,00 TL + KDV bedeli esas almak, diğer bloklar için ise, davalının malzemeleri davacıya verildiği savunması üzerinde durularak varsa teslim edilen malzemeler ayrık tutulmak suretiyle imalâtın yapıldığı tarihteki piyasa fiyatları ile tutarını hesaplatmak, böylece davacının toplam alacağından davalının kanıtlayabildiği ödemeler tutarı mahsup edilmek suretiyle saptanan alacağın, davalının 16.04.2013 tarihli ihtarname ile temerrüde düşürdüğü 15.05.2013 ila 21.05.2013 takip tarihi arasındaki faiz oranına göre isteyebileceği faiz miktarı hesaplanıp takibin buna göre devamına karar vermek, alacak yargılama sonucu bulunacağından davacının icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar vermekten ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan verilen karar usul ve yasaya aykırı olmuş, bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı lehine BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 01.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.