Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/6268 E. 2015/2980 K. 01.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6268
KARAR NO : 2015/2980
KARAR TARİHİ : 01.06.2015

Mahkemesi :Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :06.05.2014
Numarası :2012/80-2014/148

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesi uyarınca iş bedeli karşılığı davalıya ödenen bedelin istirdadı, verilen çekler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti istemiyle açılmıştır.
Davalı cevabında, sözleşme uyarınca yükümlülüğünü ifa ederek projeyi Mimarlar Odasına teslim ettiğini, bedelin tamamına hak kazındığını iddia ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece savunma doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 21.10.2011 tarihli sözleşmede 115.000,00 TL bedelle davacıya ait arsa üzerine yapılacak inşaatın projesinin davalı tarafından çizilerek davacıya teslimi kararlaştırılmıştır. Projenin çizim süresi ve teslime ilişkin tarih belirtilmemiştir. Davacı 22.02.2012 tarihli ihtarnamesi ile projenin teslim edilmesi gerektiği halde halen teslim edilmediğini, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini belirterek davalıdan iş bedeli karşılığı ödemelerin istirdadını istemiştir. Davalı ise cevabi 29.02.2012 tarihli …..nolu ihtarında oda vizesine sunulduğunu bildirmiştir. Proje çizimini içeren 21.10.2011 tarihli sözleşme düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerindendir. Anılan Yasa’nın borçlunun temerrüdü başlıklı 106. maddesinde, borçlunun temerrüde düşmesi halinde diğer tarafın münasip bir mehil tayin etmek veya münasip mehilin tayinini hakimden isteyebileceği, bu mehil zarfında borcun ifa edilmemesi durumunda alacaklının seçimlik haklarını kullanabileceği, seçimlik hakların ise ifayı beklemek veya derhal ifadan vazgeçerek ifanın gerçekleşmemesinden doğan zarar, ziyanı istemek veya akdi feshetmek suretiyle kullanılacağı hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda sözleşmede ifa süresi belirtilmediğinden davalı proje yüklenicisinin anılan yasa hükmünce mehil tayin suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Oysa davalının borçlu temerrüdüne düşürüldüğü kanıtlanmadan akit feshedilmiştir. Bu haliyle feshin hukuken geçerli olduğundan sözedilemez. Davalı projeyi çizerek onaya sunduğundan çizilen projenin anlaşmaya uygun nitelikte olup olmadığının ve buna göre davalının hakettiği bedelin saptanması gerekir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, projenin sözleşmesine, fen ve sanat kurallarına uygun olup olmadığı, getirilen aşaması ile işe yarayıp yaramadığı ve yüklenicinin gelinen aşamada hakettiği ücret miktarının belirlenmediği anlaşıldığından rapor hükme dayanak alınamaz. O halde mahkemece yapılması gereken iş, bilirkişilerden ek rapor alınarak yukarıda değinilen biçimde projeyi inceletmek ve davalının iş bedelinin tamamına veya projenin henüz onaylanmamış olmasına göre ne miktar ücrete hak kazandığı hesaplattırılarak bu miktarın fazlası için davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın tümüyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir.
Öte yandan davada 28.000,00 TL nakit ödenenin şimdilik kaydıyla 25.000,00 TL’sinin davalıdan tahsiline, toplam 4 adet 90.000,00 TL tutarlı çekler nedeniyle borçlu olunmadığının tespitiyle, iptâline karar verilmesi istenmiş, sadece 25.000,00 TL nakit işlem için dava harcı ödenmiş, çekler için ayrıca harç ödenmemiştir.
492 sayılı Harçlar Yasası’nın 30 ve 32. maddeleri uyarınca harç ikmâli için süre verilmeden uyuşmazlığın esası incelenerek red kararı verilmesi de kabul şekli bakımından doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 01.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.