Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/621 E. 2014/6050 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/621
KARAR NO : 2014/6050
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

Mahkemesi : İstanbul/Anadolu 4. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi : 24.09.2013
Numarası : 2011/712-2013/527

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı T.. A.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptâline ilişkindir. Davalı T.. A.., davacı ile aralarında iş ortaklığı ilişkisi bulunduğunu, aralarındaki ilişkinin tek bir makina imalâtı ve teslimi olmayıp, işletmenin devamı ve mal üretimi yapmak için ödenen tutarlar olduğunu, davacının ödemesinin de işletmeye ortak olmak amacıyla yapıldığını, diğer davalı ise davacıyla aralarında akdî ilişki bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini istemiş, mahkemece, davalı K.. Ö.. yönünden reddine, diğer davalı yönünden ise, kısmen kabulü ile takibin devamına dair verilen karar, davalı T.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu yönündeki nitelendirme dosya kapsamıyla bağdaşmamaktadır. Davacı, davalılardan T.. A..’u uzun süredir tanıdığını, davalıların spiral büküm makinası yaptıklarını, bir adet orjinal büküm makinasının 20.000 USD bedelli olduğunu, benzer makinadan 6 adet daha yapacaklarını bildirmeleri üzerine, toplam yedi adet makinanın yapımı karşılığı davalı ile anlaştığını, 7 adet makinanın karşılığının 1/3 hissesinin kendisine ait olacağının kararlaştırıldığını ve kendisinin 50.000,00 TL ödeme yaptığını, ayrıca 2.000,00 TL daha elden ve havale yoluyla ödeme yapmasına rağmen malların teslim edilmediğini, davalıların ortaklığı bir süre sonlandırdığını, ileri sürerek ödemiş olduğu bedelin iadesini istemiştir. Davalı K.. Ö.. ise, davacı ile aralarında herhangi bir akdî ilişki bulunmadığını savunmuştur. Davalı T.. A.. ise, davacı ile aralarında iş ortaklığı ilişkisi bulunduğunu savunmuştur. HMK’nın 33. maddesi uyarınca maddi vakıları anlatmak taraflara hukuki tavsif ise hakime aittir. Taraflar aralarındaki akdî ilişkinin adî ortaklık olduğunu ileri sürmüşlerdir. Gerçekten de, davacı, 7 adet makinanın üretim ve işletilmesi için davalı T.. A.. ile adî ortaklık kurduklarını ve gönderilen paranın bu amaçla verildiğini ileri sürmüş, davalı da aralarında iş ortaklığı bulunduğunu kabul etmiştir. Bu durumda taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi değil, Türk Borçlar Kanunu’nun 620 (mülga 818 sayılı Yasa’nın 520.) ve devamı maddelerinde düzenlenen adî ortaklık ilişkisi bulunmaktadır. Bu nedenle mahkemece, bu doğrultuda değerlendirme yapılmalı ve esasa girilip deliller toplanarak sonuca varılmalıdır. Mahkemece hatalı değerlendirmeyle hüküm kurulmuş olması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması uygun bulunmuştur.
Kabule göre de, İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmolunabilmesi için davacının haklı çıkmasının yanında alacağın likid (hesaplanabilir) olması da gerekir. Oysa, davacının alacağı yargılama ile ortaya çıkmıştır. Bu durumda icra inkâr tazminatı isteminin koşulları oluşmadığından reddi yerine kabulü de doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı T.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı T.. A.. yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı T.. A..’a geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.