Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/6115 E. 2015/3177 K. 08.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6115
KARAR NO : 2015/3177
KARAR TARİHİ : 08.06.2015

Mahkemesi :Erzurum 3. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :11.03.2014
Numarası :2012/756-2014/218

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Davada, teklif birim fiyat cetveli ve sözleşmesine göre iş bedelinin eksik ödendiği iddia edilerek 30.244,80 TL bakiye alacağın tahsili istenmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dava dilekçesinde dava konusu imalâtların dahil edildiği hakedişlerin tarihinin tespiti ile alacağa hakediş tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesi istenmiş, mahkemece hüküm altına alınan alacağa somut olarak herhangi bir tarih belirtilmeksizin “hakediş ödemesinin yapıldığı tarihten” itibaren faiz yürütülmüştür.
HMK’nın “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesinin 2. bendinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği” düzenlenmiştir. Mahkemece, faizin başlangıcı somut bir tarih belirtilerek açıkça gösterilmemiş, “hakediş ödemesinin yapıldığı tarih” denilmek sureti ile infazda şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde hüküm kurulmuştur. Kurulan hüküm bu şekliyle HMK’nın 297. maddesine aykırıdır.
Sözleşme ilişkisinden doğan bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın muaccel olmasından sonra alacaklı tarafından keşide edilen ihtarla borçlunun temerrüde düşürülmesi veya borcun ifa edileceği günün tarafların anlaşması ile kesin olarak belirlemesi gerekir (818 sayılı BK. md. 101). Somut olayda davacı tarafından davalıya gönderilen 02.07.2012 tarih ve 108 sayılı dilekçe ile kesin hesapta ödenmeyen dava konusu alacakların ödenmesi talep edilmiş, davalı tarafından davacıya gönderilen 18.07.2012 tarihli ve 3027 sayılı cevabi yazı ile yapılan ödemelerin teklif birim fiyat tariflerine ve sözleşmesine uygun olduğu belirtilerek ek ödeme yapılmayacağı bildirilmiştir. Davalının ödememe iradesinin ortaya çıktığı 18.07.2012 tarihi itibariyle temerrüt oluştuğundan faizin bu tarihten başlatılması gerekmektedir. Mahkemece bu tarih yerine belirsiz bir tarihin faize başlangıç yapılması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. Ne var ki; yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin yollaması ile uygulanması gereken mülga 1086 sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte yazılı nedenlerle kararın hüküm kısmının 1 nolu bendinin üçüncü satırındaki “hakediş ödemesinin yapıldığı tarihten” sözcüklerinin karardan çıkartılarak yerine “18.07.2012 temerrüt tarihinden” tarih ve kelimelerinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 08.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.