YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6034
KARAR NO : 2014/7170
KARAR TARİHİ : 10.12.2014
Mahkemesi : Devrek Sulh Hukuk Hakimliği
Tarihi : 07.04.2011
Numarası : 2010/801-2011/341
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davada ödenmeyen iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptâli ve %40 icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının kuaför dükkanına merdiven ve merdiven korkuluğu işi yaptığını, iş bedelini gösterir 15.11.2009 tarihli ve 100651 sayılı faturanın düzenlendiğini, 3.750,00 TL tutarındaki iş bedelinin ödenmediğini ileri sürmektedir. Davalı taraf ise usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, icra dosyası, tanık anlatımları ve fatura dayanak alınarak asıl alacak ve faiz miktarının toplamı olan 3.810,93 TL alacak üzerinden takibin iptâline ve asıl alacağın %40 oranında davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.
Taraflar arasında yazılı sözleşme yapılmamıştır. 6100 sayılı HMK’nın geçici 1/2. maddesi hükmü gereğince, somut olayda uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK’nın 290 ve izleyen maddeleri hükümleri uyarınca, taraflar arasında “eser sözleşmesi” niteliğindeki akdî ilişkinin kurulduğunu davacı yüklenicinin “yazılı delille” kanıtlaması gerekmektedir. HUMK’nın 289. maddesi uyarınca, davalının “açık onayı” bulunmadığından; 292. maddesi hükmü uyarınca da “yazılı delil başlangıcı” niteliğinde belge sunulmadığından tanık delili ile taraflar arasında akdî ilişkinin kurulmuş olduğu kanıtlanamaz. Bu nedenle; mahkemece, tanıkların bilgilerine dayalı olarak taraflar arasında eser sözleşmesi niteliğindeki akdî ilişkinin kurulmuş olduğunun kabulü doğru olmamıştır. Ancak, davacı taraf, “yemin deliline” dayanmış bulunduğundan, uyuşmazlık konusu akdî ilişkinin taraflar arasında kurulduğuna yönelik olarak davalıya yemin teklif hakkının olduğu mahkemece davacıya hatırlatılmalı ve yeminle ilgili yapılacak işlem sonucu sözü edilen akdî ilişkinin kurulmuş olduğunun kanıtlanmış olması durumunda da; iş bedeli konusunda taraflar arasında uyuşmazlık olması durumunda 818 sayılı BK’nın 366. maddesi hükmü gözetilerek mahallinde uzman bilirkişi aracılığı ile keşif yapılarak işin yapıldığı tarihteki mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre iş bedelinin tutarına ilişkin bilirkişiden rapor alınmalı ve varılacak sonuca göre uyuşmazlık çözüme bağlanmalıdır.
Diğer yandan İİK’nın 67. maddesinde öngörülen koşullar oluşmadığından davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, dava açılması sırasında asıl alacak üzerinden harç yatırıldığı halde faiz de dahil edilmek üzere toplam alacak üzerinden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle davalının temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 10.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.