Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/5597 E. 2015/3958 K. 06.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5597
KARAR NO : 2015/3958
KARAR TARİHİ : 06.07.2015

Mahkemesi :Erzurum 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :09.04.2013
Numarası :2003/336-2013/245

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı-birleşen davalarda davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı-birleşen davalarda davalı vekili Avukat Z..Ş..C.. ile davalı-birleşen davalarda davacı vekili Avukat G..T.. geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Asıl dava, eser sözleşmesi uyarınca verilen kesin teminat mektuplarının iadesi istemiyle açılmıştır. Davalı kesin hesaptan davacının borçlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, birleşen davasında, kesin hesap borcunun tahsilini, birleşen diğer davalarda da çatıda meydana gelen ayıp bedeli ile binada oluşan çatlaklıklardan kaynaklanan ayıpların giderilme bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece asıl davanın ve kesin hesaba ilişkin birleşen davanın kısmen kabulüne, diğer birleşen davaların reddine karar verilmiş, karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 10.05.1995 tarihli hastane yapım inşaatı işine ilişkin sözleşmeden kaynaklanmıştır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Sözleşme konusu inşaatın 20.09.1999 tarihinde geçici kabulü, 30.11.2000 tarihinde kesin kabulü yapılmış, kesin hesaplarda taraflar anlaşamadığından uyuşmazlık çıkmış, mahkemece kesin hesabın çıkarılması istenilmiştir. Yine bu aşamada binanın çatısında ve duvarlarında oluşan hasar nedeniyle taraflarca hasarların nedeni araştırılmış, ancak hasar konusunda anlaşma sağlanamadığından dava konusu olmuştur. Hükme dayanak bilirkişi raporunda kesin hesaptan yüklenicinin borçlu olduğu sonucuna varılmış, ancak gerek çatıda gerekse hastane bloklarında oluşan ayıplar konusunda teknik bir inceleme yapılmadan inşaatın deprem bölgesinde bulunduğu, mevzuata uygun yapılması gerektiği, iş sahibi idarenin inşaatı teslim alıp hizmete açmakta ağır kusuru bulunduğu, özel rapora dayanarak ve herhangi bir tespit yaptırmadan istemde bulunmasının da kötüniyetli olduğunu gösterdiği görüşüne yer verilmiştir.
6100 sayılı Yasa’nın 266. maddesince mahkeme, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Eldeki davada kesin hesabın çıkarılması, ayıplı imalâtın saptanması, teknik ve uzman bilirkişi incelemesini gerektirdiğinden mahkemece bilirkişi görüşünün alınması isabetlidir. Ne var ki, alınan raporda teknik konularda inceleme yapılmadan ve afaki yorumla sonuca varılmıştır. Bu haliyle rapor yeterli incelemeyi içermediğinden hükme dayanak alınamaz. Öte yandan uyuşmazlık sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 355. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerindendir. Anılan Yasa’nın 357. maddesince yüklenici eseri fen ve sanat kurallarına, sözleşme hükümlerine ve amacına uygun tamamlayarak teslim etmekle yükümlüdür. Bu husus yüklenicinin özen borcunun gereği olup özen borcuna aykırılık halinde yüklenici sorumluluktan kurtulamaz. Her ne kadar hastanenin kesin kabulü yapılmış ise de kesin hesap aşamasında ayıpların meydana geldiği, taraflarca düzenlenen tutanaklarla ayıpların belirlendiği gibi iş sahibi idarenin 2007/75 D. iş ve 2004/125 D. iş sayılı tespit dosyalarıyla da mahallinde tespit yaptırdığı dosya içeriği ile anlaşılmaktadır. Bilirkişilerce bu hususlar üzerinde durulmadan sadece özel raporun varlığından sözedilerek görüş bildirilmiştir. Bu nedenle dosyada yeterli inceleme yapılmadan hükme varılması usul ve yasaya aykırıdır. O halde mahkemece yapılması gereken iş; 6100 sayılı Yasa’nın 281/3. maddesi uyarınca gerçeğin ortaya çıkması için yeniden oluşturulacak aralarında statikçinin de bulunduğu üç kişilik uzman bilirkişi heyetiyle mahallinde keşif yapmak, sözleşme ve dosyadaki belgeler, tespit raporları, idarenin dayandığı Boğaziçi Üniversitesi’nden alınan raporlar birlikte değerlendirilmek suretiyle eserin ayıplı olup olmadığı, ayıbın nedenleri ve az yukarıda değinilen yüklenicinin özen borcu ile iş sahibinin, gerek proje ve gerek inşaat yapım aşamasında uyarı görevinin bulunduğu ve bu görevini yapmadığı gözetilerek ayıpların ortaya çıktığı tarihe göre bedelini hesaplatmak, yine taraflar arasındaki kesin hesabı denetime elverişli bir biçimde yeniden çıkartmak, taraf itirazları olduğunda bunları cevaplandırmak üzere gerektiğinde ek rapor almak ve sonucuna uygun hüküm kurmaktan ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuyla hükme varılması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, 1.100,00’er TL duruşma vekillik ücretinin taraflardan karşılıklı olarak alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı-birleşen davalarda davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 06.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.