Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/5558 E. 2015/4053 K. 09.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5558
KARAR NO : 2015/4053
KARAR TARİHİ : 09.07.2015

Mahkemesi :Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :24.04.2014
Numarası :2009/148-2014/276

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, bakiye iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın reddine dair kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davalı şirketle akdi ilişkinin varlığı kanıtlanmadığından şirket hakkındaki davanın reddine ilişkin mahkeme kararına yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacının diğer davalı M.. Ö.. hakkındaki temyiz itirazlarına gelince;
Davacı taraf davasında, karşı tarafla aralarında 14.02.2006 tarihinde yapılan anlaşmaya göre davalılara ait bulunan D..E.. Sit..ile İ..V.. Sitesi adreslerinde bulunan 4 adet villa ile iki blok toplam 15 apartman dairesinin tüm iç ve dış döşemesi ile mermer döşemesinin yapılması konusunda anlaşma sağlandığını, verilen işin süresinde bitirilip teslim edildiği halde bedelinin ödenmediğini, Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/363 D. iş sayılı dosyası ile yapılan işin tespit edildiğini, Küçükçekmece 4. İcra Müdürlüğü’nün 2007/13740 Esas sayılı dosyası ile takip yaptığını, davalıların haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, belirterek haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, takibin devamına, %40’dan az olmamak üzere inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar savunmalarında açılan davayı kabul etmediklerini, davacı ile aralarında böyle bir anlaşma yapılmadığını, müvekkillerinin mermerleri kendilerinin satın aldığını, işçiliğinin ise davacı dışındaki başka bir firmaya yaptırıldığını, uyuşmazlık konusu yerde herhangi bir tespit yapılmadığını, davacı tarafından müvekkillerine herhangi bir fatura, sevk irsaliyesi ve belge tebliğ edilmediğini, belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Bu aşamada niteliği itibarıyla kurulduğu iddia edilen temel hukuksal ilişki dava tarihinde yürürlükte olan Borçlar Yasası’nın 355. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesidir. Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Ancak, sözlü yapılan sözleşme inkâr edildiği takdirde, sözleşmenin yapıldığı zamanki miktar veya değeri yine dava tarihinde yürürlükte olan HUMK’nın 288. maddesindeki miktardan fazla ise akdî ilişkinin anılan Yasa hükmü gereğince davacı tarafından yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Akdî ilişkinin tanık delili ile kanıtlanabilmesi için ya davacı tarafından “yazılı delil başlangıcına” dayanılmış olması veya davalının tanık dinlenmesine açıkça onay vermiş olması gerekir .
Akdî ilişkinin varlığı kanıtlandığı takdirde ise davacının hangi işleri yaptığı, hangi işleri yapmadığı, yapılan işlerin metrajının ve bedelinin ne olduğuna dair ihtilâflı konular hukuki işlem niteliğinde olmadığından, bu nedenle senetle ispat kuralına tâbi bulunmadığından tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir.
Somut olaya gelindiğinde davacı Metin tarafından ciro edilen 20.07.2007 tarihli çekle kendisine kısmi ödeme yapıldığını bildirmiş, davalı da çekle ifayı kabul etmiş ancak çekin başka bir nedenle davacıya verildiği de kanıtlanmamıştır. Bu nedenle taraflar arasında akdî ilişkinin varlığı kabul edilmelidir.
Bu durumda davacı ile davalı M.. Ö.. arasında eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı sabit olup yazılı sözleşme bulunmaması ve tarafların bedelde uyuşamamaları halinde iş bedelinin, işin yapıldığı ileri sürülen 2006 yılında yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 366. maddesi hükmünce yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanması gerekir
O halde mahkemece uyuşmazlığın esası incelenerek davacının kanıtlamakla yükümlü olduğu imalat tutarı yapıldığı 2006 yılı piyasa fiyatlarına göre bilirkişiden ek rapor alınarak hesaplatılması ve 5.000,00 TL davalı ödemesi de düşülüp, bakiye alacağa hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde davalı M.. Ö.. hakkındaki davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 09.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.