Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/5494 E. 2014/7315 K. 17.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5494
KARAR NO : 2014/7315
KARAR TARİHİ : 17.12.2014

Mahkemesi :Edirne 1. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :27.11.2012
Numarası :2012/311-435

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinin ifası sırasında oluşan kaza nedeniyle ödenen maddi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın kabulüne dair kararı davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı …. A.Ş. ile”Edirne-Lalapaşa-Hamzabeyli Hudut kapısı yolunun tesfiye, sanat yapıları, temel ve bitümlü sıcak karışım işi” konusunda 11.12.1996 tarihinde sözleşme imzalandığını, bu sözleşmenin 21.07.1999 tarihli devir sözleşmesiyle davalı şirkete devredildiğini, 10.08.2005 tarihinde ….A.Ş.’ye ait çekici ile dava dışı …. A.Ş.’ye ait dorse arasında trafik kazası meydana geldiğini, uğranılan zarar ve yoksun kalınan kârın tahsili için aracın sahibi şirketler tarafından aleyhlerine Edirne İdare Mahkemesi’nin 2006/2675 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, açılan bu dava sonucunda 14.122,87 TL’nin kendilerinden tahsiline karar verildiğini, bu kararın icraya konması üzerine toplam 26.558,50 TL ödemede bulunduğunu belirterek bu ödemenin davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece sözleşmenin 26. maddesi uyarınca taraflar arasında sorumsuzluk anlaşması olduğu, bu madde hükmü uyarınca ödenen tazminattan davalının sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içersinde bulunan belgelerden; davacı iş sahibi ile dava dışı yüklenici ….. İnş. Taah. ve İml. San. A.Ş. arasında 11.12.1996 tarihinde “Edirne-Lalapaşa-Hamzabeyli Hudut kapısı yolunun tesfiye, sanat yapıları, temel ve bitümlü sıcak karışım işi” konusunda eser sözleşmesinin yapıldığı, daha sonra Ankara….. Noterliği’nin 22.07.1999 gün 28335 yevmiye numaralı devir sözleşmesiyle, sözleşmenin davalı şirkete devredildiği, 10.08.2005 tarihinde dava dışı …. A.Ş.’ye ait çekici ile yine dava dışı … A.Ş.’ye ait dorse arasında meydana gelen trafik kazası meydana geldiği, bu şirketler tarafından davacı iş sahibi aleyhine Edirne İdare Mahkemesi’nin 2006/2675 Esas sayılı dosyası ile uğranılan zarar ile yoksun kalınan kârın tahsili için dava açıldığı, açılan bu davanın görülmesi sırasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 19.09.2007 tarihli bilirkişi raporunda davacı iş sahibinin %25 oranında kusurlu olduğu bildirilmiş, mahkemece de, bu bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüyle 14.122,87 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. İdare Mahkemesi’nce verilen bu hükmün icraya konması üzerine davacı tarafından icra dosyasına 31.01.2012 tarihinde 24.064,85 TL yatırılmıştır. Eldeki davada davacı iş sahibi ödediği tazminatın davalıdan tahsili istenmiştir.
Davacı ile dava dışı …..İnş.Taah.ve İm.San.A.Ş. arasında 11.12.1996 tarihinde imzalanan eser sözleşmesi yüklenici şirket 22.07.1999 tarihli devir sözleşmesiyle davalı şirkete devretmiştir. Devralan şirket, sözleşmenin yüklenicisi konumuna geçer ve sözleşmenin tüm hükümleri kendisi için bağlayıcı hale gelir. Yol imalâtı zaman bakımından uygulanması gereken TTK’nın 12/3. maddesindeki imalat kavramına dahil olup, ticari bir iştir. Bu nedenle işin uzmanı olan yüklenici basiretli bir tacir gibi hareket etmek zorundadır. Bu yükümlülük çerçevesinde yüklenici, işin ifası sırasında her türlü önlemi almakla yükümlüdür. Esasen özen borcunun gereği olarak bu sorumluluğun varlığı da açıktır. Bu sebeple tarafların kusur oranlarının bu açıklamalar ışığında değerlendirilip belirlenmesi gerekmektedir. Öte yandan, anılan sözleşmenin “Kaza Olması” başlıklı 26. maddesinde “Taahhüdün yerine getirilmesi süresince vuku bulacak kazalardan ve bu kazaların sebep olacağı zararlardan, can ve mal kaybından ve üçüncü şahıslara karşı yapılacak her türlü zararlardan müteahhit doğrudan doğruya sorumludur” hükmü yer almakta olup, bu hüküm 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 99. maddesinde düzenlenen bir “sorumsuzluk sözleşmesi”dir. Ne var ki; sorumsuzluk sözleşmesi uyarınca iş sahibinin sorumlu tutulmaması için, tazminata konu olayın iş sahibinin ağır kusuru veya hilesinden meydana gelmemiş olması gerekir. Şayet, kaza, iş sahibinin ağır kusuru ya da hilesiyle meydana gelmişse sözleşmede yer alan sorumsuzluk sözleşmesine ilişkin hükümler batıldır. Oysa ki, mahkemece bu yönlerde herhangi bir bilirkişi incelemesi yapılmaksızın, sözleşmenin 26. maddesinde yer alan sorumsuzluk sözleşmesi hükmü uyarınca davanın olduğu gibi kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece yapılacak iş, konusunda uzman bir bilirkişi kurulu oluşturularak, Borçlar Kanunu’nun yukarıda sözü edilen 99. maddesi hükmü de dikkate alınarak eser sözleşmesi hükümleri çerçevesinde tarafların kusur oranlarını ve bu kusur oranlarına göre sorumlu olacakları tazminat miktarlarını belirlemek, belirlenen bu miktara göre davacı tarafından yapılan 24.064,85 TL ödeme dikkate alınarak davacının rücu edebileceği miktarı belirlemekten ibarettir.
Tüm bu yönler gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 17.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.