Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/5477 E. 2015/3965 K. 06.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5477
KARAR NO : 2015/3965
KARAR TARİHİ : 06.07.2015

Mahkemesi :Lüleburgaz 2. Asliye Hukuk Hakimliği (Tic.Mah.Sıf)
Tarihi :15.04.2014
Numarası :2011/209-2014/206

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın kısmen kabulüne dair kararı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava eser sözleşmesi nedeniyle bakiye iş bedeline ilişkin alacak davası olup davacılar alt yüklenici, davalı yüklenicidir. Davacılar bakiye alacaklarının ödenmediğini belirterek alacak talebinde bulunmuş, davalı taraf davacıların taleplerinin doğru olmadığını, ödenmemiş alacak bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece davacıların ihtiyari dava arkadaşı olduğu da belirtilerek dava kısmen kabul edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu 59 ve 60. maddede mecburi dava arkadaşlığı düzenlenmiş olup; maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde, mecburi dava arkadaşlığı vardır (HMK 59/1). Mecburi dava arkadaşları, ancak birlikte dava açabilir veya aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. Bu tür dava arkadaşlığında, dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorundadır (HMK 60/1).
Dava tarihine göre uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu 534. maddeye göre adi ortaklığın iktisap ettiği veya şirkete devredilen şeyler, alacaklar ve aynî haklar şirket mukavelesi dairesinde müştereken adi ortaklara ait olur.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 701 ve 702. madde hükümlerine göre kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz.
Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesi sonucu adi ortaklar elbirliği mülkiyet kurallarına tabi olup birlikte dava açmak zorunda oldukları gibi, açılan davada da birlikte hareket etmek zorundadırlar. Bu itibarla birlikte yemin teklif etmek zorunda oldukları gibi kendilerine teklif edilen yemini de birlikte eda etmek zorundadırlar. Adi ortaklardan biri tarafından yemin eda edilmiş olmasına rağmen diğer adi ortak tarafından yeminden kaçınılmış ise teklif edilen yemin eda edilmiş sayılmaz.
Somut olayda davalı tarafından yöneltilen yemin sadece davacı C.. M.. tarafından eda edilmiş, mahkemece ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan bahisle işçi ücreti yönünden mahsup işlemi sadece yemin eda eden davacı C.. M.. açısından dikkate alınmış ve ödendiği belirtilen 8.998,25TL’ nin 1/2’si olan 4.499,12 TL’nin ödendiği kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Oysa adi ortaklığı teşkil eden davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan mahkemece davacılar yeminden kaçınmış sayılarak buna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 06.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.