Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/5405 E. 2014/5949 K. 21.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5405
KARAR NO : 2014/5949
KARAR TARİHİ : 21.10.2014

Mahkemesi :Sulh Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla yüklenici tarafından girişilen icra takibine vaki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının davalılardan tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulü ve belirlenen icra inkâr tazminatının davalılardan tahsiline dair verilen karar, davalılar vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara mahkemece uyulan bozma ilâmı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle hüküm altına alınan alacağın takip tarihinden itibaren ilk kararda kesinleşen %25 oranında ve takipte istenen %27’yi aşmamak üzere değişik oranlarda avans faiziyle takibin devam edeceğinin tabi bulunmasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Mahkemece her iki davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmiş ise de 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/II. maddesi uyarınca alacaklı yararına icra inkâr tazminatı verilebilmesi için borçlunun takibe itirazında haksız olması gerekir. Haksızlık kavramı alacağın belirlenebilir (likid) olma şartını da kapsar. Somut olayda taraflar arasında alacağın istenebilir olup olmadığı ve miktarı yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuyla saptandığından alacağın likid olduğundan söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece davacının icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekirse de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle kararın hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinde yer alan “…. davalının alacağın %40’ı oranında bulunan 1.840,00 TL icra inkâr tazminatına mahkumiyetine” ibaresinin karar metninden çıkarılarak, “şartları oluşmayan
İcra inkâr tazminatı talebinin reddine” cümlesinin yazılmasına, hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinde”….alacağın %40’ı olan 1.857,00 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline,” ibaresinin karar metninden çıkarılarak, “şartları oluşmayan icra inkâr tazminatı talebinin reddine” cümlesinin yazılmasına, hükmün değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.