Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/5163 E. 2015/3868 K. 01.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5163
KARAR NO : 2015/3868
KARAR TARİHİ : 01.07.2015

Mahkemesi :Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :03.07.2014
Numarası :2011/403-2014/416

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan eksik ve ayıplı işlerin giderim bedelinin tahsili talebiyle açılmış alacak davasıdır. Davacı iş sahibi, davalı ise; yüklenicidir. Davacı vekili; davalı şirket ile 2002 tarihinde akdedilen sözleşme gereğince davalı yüklenicinin taahhüdü altında yapımı gerçekleştirilip 20.09.2004 tarihinde geçici kabulü, 04.07.2006 tarihinde kesin kabulü yapılan ve 2004 yılında faaliyete geçen adliye binasının birçok yerinde zaman zaman hasar ve arızaların meydana geldiğini, zemin taban kaplamasının değişik tarihlerde kabardığı, bunların halen devam ettiğini, binanın kaloriferinin yeteri derecede yakılmış olmasına rağmen bir türlü ısınılamadığını, asansörlerin sık sık arızalandığını, tuvaletlerin ıslak zemininin su alması nedeni ile alt katlara su kaçırdığını, çatıdaki kaymalar neticesinde üst katta bulunan yerlerde yağışlarda tavanda su damlamalarının meydana geldiğini, bunların projeye aykırılıktan mı yoksa imalât ve işçilik hatasından mı kaynaklandığının tespiti için Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/72 D.iş sayılı dosyasında tespit yaptırılıp bilirkişi raporu alındığını, rapora göre 71.341,80 TL eksik ve kusurlu işler yapıldığından bahisle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile sözleşmeye aykırılıktan doğan eksik ve kusurlu işler bedeli olan 71.341,80 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili ise Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/72 D.iş sayılı dosyasında yapılan tespitin gıyaplarında yapıldığını, bu tespit sonrasında alınan bilirkişi raporunda binanın 12.07.2004 tarihinde bitirildiğini, bu tarih itibarı ile 04.08.2004 tarihinde geçici kabul yapılarak 17 sayfadan ibaret 488 kalemden oluşan eksikliğin tespit edildiğini, tespit edilen noksanlıkların 20.09.2004 tarihinde tamamlandığını, 30.08.2006 tarihli kesin kabulde tespit edilen noksanlıkların ve geçici kabul süresi arasında meydana gelen aksaklıkların yüklenici tarafından giderildiğini, bilhassa kullanılan granit, seramik döşeme kaplamaları malzemesinin test edilerek standartlara uygun olduğunun belirlendiğini, granit seramik ve fayans imalâtları arasındaki işçilik hatası olarak boşlukların olduğunu, ancak aradan geçen süre içinde temizlikte kullanılan kimyasalların aşındırma etkisine paralel olarak derzlerin periyodik olarak yenilenmediğini, bu nedenle de yapışma yüzeyleri arasındaki sızdırmazlığın ortadan kalktığını, müteahhitçe 600 m² granit seramik malzemesinin idareye teslim edildiğini, elektrik tesisatı bakımından zaman zaman oluşan arızaların kullanımdan kaynaklandığını, kesin kabul ile ayıplardan dolayı yüklenicinin sorumluluğunun sona ereceğini, zira teminat süresince yüklenicinin tüm borçlarını yerine getirdiği ve inşaatta ayıp olmadığının kesin kabul tutanağı ile tespit edildiğini, davacı iş sahibinin aradan 5 yıldan fazla zaman geçtikten sonra kullanımda olan hava şartları, kullanım hatası ve imalâta ve projeye aykırı işlemler nedeni ile oluşan zararlardan da olsa bu güne değin hiçbir ihbarda bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar davacı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı iş sahibi taraf, eksik ve ayıplı iş bedellerini talep etmiş, mahkemece, eksik işlerin giderim bedelleri ayıp kapsamında kalmayacağından bahisle bu talep reddedilip sadece gizli ayıplara ilişkin giderim bedeline hükmedilmiştir. Taraflar arasında 23.12.2002 tarihinde imzalanan sözleşme ile eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen bu sözleşme, sözleşmenin imzalandığı ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup, uyuşmazlığın bu hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği açıktır. Sözleşme tarihi itibariyle ayıplı imalata uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 359 ve 360. maddeleri eksik işler ile ilgili olmayıp, ayıplı işler hakkında uygulanması gereken düzenlemelerdir. Eksik işler, bu maddelerin kapsamında değildir. Ayıplı iş; vasıf noksanlığını ifade ettiği halde, eksik iş kavramı sözleşmesine göre üstlenildiği halde yapılmayan işleri ifade eder. Bu yönüyle, işin yapılmamış olması halinde, niteliğinin sözleşmeye uygun olup olmadığı söz konusu edilemez.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; gerek yargılama öncesi Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/72 D.iş sayılı dosyasında yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda ve gerekse yargılama sırasında ikinci bilirkişi heyetinden alınan ek raporda, imalâtlarda kılavuz koruyucu plastik boru kullanılmamasının eksik imalât olduğu belirtilmiş, esasen mahkemenin gerekçesinde de bu imalâtın eksik olduğu kabul edilmiş, ancak bu eksikliğin gizli ayıp olmadığı değerlendirilerek dikkate alınmadığı belirtilmiştir. İmalâtlarda eksik iş bulunduğu mahkemece kabul edilip verilen bu hüküm davalı tarafından da temyiz edilmediğine göre, imalâtlarda eksik bulunduğu hususunda davacı yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Öte yandan, az yukarıda açıklandığı üzere; eksik iş kavramı ayıp kavramından farklı olup, ayıp hükümlerine bağlı değildir. Eksik işler bedeli eser sözleşmelerinde öngörülen zamanaşımı süresi içerisinde her zaman istenebilir. Bu hususta ayıplar için öngörülen ihbar yükümlülüğüne uyma zorunluluğu da bulunmamaktadır. Tüm bu anlatımlardan farklı hukuki yoruma gidilerek eksik imalât bedelinin gizli ayıp olarak değerlendirilemeyeceğinden bahisle eksik işe ilişkin talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde mahkemece yapılacak iş; gizli ayıplı imalât bedelleri yanında bilirkişi raporu ile belirlenen eksik imalât bedelinin de kabulüne karar vermekten ibaret olmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davacı yararına BOZULMASINA, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 01.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.