Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/5140 E. 2015/3285 K. 11.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5140
KARAR NO : 2015/3285
KARAR TARİHİ : 11.06.2015

Mahkemesi :Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :28.04.2014
Numarası :2008/232-2014/231

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı-birleşen dosya davalısı vekili Avukat A..S.. ile davalı-birleşen dosya davacısı vekili Avukat İ..O.. geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Asıl dava, eser sözleşmesine dayalı bakiye alacağın ve kesin teminat mektubu bedelinin tahsili, birleşen dava ise eksik işler bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece ıslah da dikkate alınarak asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı yüklenici vekilinin tüm, davalı iş sahibi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı iş sahibi vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; asıl davada hüküm altına alınan 71.597,78 TL’nin tamamına kesin teminat mektubunun davalı iş sahibince paraya çevrildiği 26.06.2008 tarihinden itibaren faiz yürütülmüştür. Dava 21.04.2008 tarihinde açılmış, 29.11.2013 tarihinde ıslah edilmiştir. Eser sözleşmesi ihtilaflarında hüküm altına alınan bir alacağa davadan önce faiz yürütülebilmesi için alacaklının TBK’nın 117. maddesi uyarınca yöntemine uygun bir ihtarla borçluyu temerrüde düşürmesi ya da alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş olması gerekir. Somut olayda, alacakla ilgili kesin vade bulunmadığı gibi temerrüde esas olacak bir ihtar da yoktur. Bu nedenle, asıl davada talep edilen 10.000,00 TL yönünden temerrüt davanın açıldığı 21.04.2008 tarihinde, ıslahla arttırılan miktar yönünden ise ıslah harcının yatırıldığı 29.11.2013 tarihinde oluşmuştur. Ancak aleyhe temyiz olmadığından 10.000,00 TL için dava tarihinden sonraki bir tarih olan 26.06.2008 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi bozma nedeni yapılmamıştır. Islahla artırılan 61.597,78 TL yönünden ise temerrüt ıslah harcının yatırıldığı 29.11.2013 tarihinde oluştuğundan faizin bu tarih yerine 26.06.2008 tarihinden yürütülmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. Ne var ki, düşülen bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken mülga 1086 sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı yüklenici vekilinin tüm, davalı iş sahibi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalı iş sahibi vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile kararın hüküm fıkrasının 1. satırında yer alan ve “davanın kabulüne” kelimelerinden sonra gelen “71.597,78 TL’nin 26.06.2008” tarih, rakam ve kelimelerin karardan çıkarılmasına yerine, “hüküm altına alınan 71.597,78 TL’nin 10.000,00 TL’sine 26.06.2008 dava, ıslahla artırılan 61.597,78 TL’ye ise 29.11.2013 ıslah” rakam, tarih ve kelimelerinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı-birleşen dosya davalısından alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davalı-birleşen dosya davacısına verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı-birleşen dosya davalısından alınmasına, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 11.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.