Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/4940 E. 2014/6283 K. 04.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4940
KARAR NO : 2014/6283
KARAR TARİHİ : 04.11.2014

Mahkemesi :İstanbul 49. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :18.03.2013
Numarası :2012/67-2013/65

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat …. ile davalı G… Yapı Taah. San. ve Dış Tic. A.Ş. vekili Avukat …. geldi. Diğer davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan imalât bedeline karşılık satışı vaad edilen bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptâli ile davacı taşeron adına tescili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı taşeron vekilince temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 166/1. maddesinde aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davaların aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği, birleştirme kararının ikinci davanın açıldığı mahkemece verileceği ve bu kararın diğer mahkemeyi bağlayacağı, aynı düzenlemenin 4. bendinde ise davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantının varsayılacağı düzenlenmiştir.
Davacı taşeron şirket ile davalı yüklenici şirket arasında akdedilen 26.11.2010 tarihli sözleşme, yüklenicinin feshi beyanına taşeronca karşı çıkılması ve hatta taşeronun sözleşmenin ifasını talep etmesi ile mahkemece feshe karar verilmemiş olması nedeniyle halen ayaktadır. Ancak; davalı yüklenici tarafından sözleşmenin feshi istemiyle eldeki dava açılmadan önce 07.03.2012 tarihinde dava açılmış olup, bu dava halen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/60 Esas sayılı dosyasında görülmektedir.
Bu durumda, sözleşmenin feshi istemiyle açılan dava hakkında verilecek hükmün eldeki davanın sonucunu doğrudan etkileyeceği, zira fesih talebinin reddedilmesi halinde sözleşmenin ayakta kalmaya devam edeceği ve taşeronun gecikmeli de olsa işe devam ederek edimini ifa etme imkânının bulunacağı anlaşıldığından eldeki dava, feshe ilişkin davadan sonra açılmakla, bu davanın İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/60 Esas sayılı dosyası üzerinde birleştirilerek görülmesi gerekirken işin esasının incelenerek karara bağlanması doğru değildir.
Diğer taraftan, davalı arsa sahibi şirket de tapuda malik olduğundan tapu iptâli ve tescil istemli davanın sözleşmenin âkidi yanında tapu malikine de birlikte açılmasının zorunlu olmasına göre, bu davalı hakkında husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması da kabul şekli bakımından doğru olmamıştır.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı taşeron şirket yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalılardan alınarak kendisini Yargıtay duruşmasında vekille temsil eden davacı şirkete verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.