Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/4870 E. 2014/6025 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4870
KARAR NO : 2014/6025
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

Mahkemesi :Bozüyük 2. Asliye Hukuk Hakimliği (Tic.Mah.Sıf.)
Tarihi :25.04.2013
Numarası :2010/248-2013/158

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davalının yüklenicisi olduğu Ertuğrul Gazi Lisesi’nin elektrik işlerinden kalan bakiye alacakla ilgili yapılan takibe itirazın iptâlidir. Davalı, davaya cevap vermemiş, duruşmaya da katılmamış, mahkemece davanın kabulü ile itirazın iptâli ile takibin devamına dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından takip Bözüyük’de başlatılmış, davalıya ödeme emrinin tebliği üzerine, davalı vekili borca itirazında, yetkili icra dairesinin Bozüyük olmayıp, şirketin merkezi olan Rize ilinde takip yapılması gerektiğini belirtmiştir.
İtirazın iptâli davasını gören mahkemece öncelikle takip dosyasındaki icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması bu incelemenin yapılmasına engel değildir. Diğer yandan, itirazın iptâli davasının görülebilmesi geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli takip yoksa itirazın iptâli davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından sözedilemez. Emsal HGK’nın 20.11.2002 tarih 2002/19-900 E. ve 2002/994 K. sayılı ilâmında bu husus hakim tarafından re’sen nazara alınması gereken dava şartı olarak kabul edilmiştir. Öte yandan icra dairesinin yetkisinin belirlenmesinde ise, İcra İflas Yasası’nın 50. maddesi uyarınca Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanmalıdır. Bu durumda takibin borçlunun ikametgahı olan yer icra dairesinde (HUMK.nın md. 9) yapılabileceği gibi, sözleşmenin ifa edileceği icra dairesinde de (HUMK.nın md. 10) yapılabilecektir. Davacı alacaklı bu seçimlik haklarından birini kullanabilecektir. Davalı şirketin merkezinin Rize olduğu sözleşmenin ifa yerinin ise Bilecik olduğu anlaşılmaktadır. Davacı alacaklı şeçimlik hakkını bu iki yerden birinde kullanabilecekken Bozüyük’de takip başlatmıştır. Öte yandan taraflar arasında yetki sözleşmesi de bulunmadığından ortada geçerli bir takibin varlığından sözedilemez. Bu durumda öncelikle icra dairesinin yetkili olmadığı ve geçerli bir takip bulunmadığından Mahkemece, davanın bu sebeple reddi gerekirken, kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
UÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.