Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/4865 E. 2015/3150 K. 08.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4865
KARAR NO : 2015/3150
KARAR TARİHİ : 08.06.2015

Mahkemesi :Adana 6. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :08.04.2014
Numarası :2012/939-2014/210

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı-birleşen dosya davacısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Asıl dosyada, iş sahibi tarafından açılan dava, sözleşmenin feshi nedeniyle avans olarak ödenen iş bedelinin iadesi ve ayıplı eserin söküm bedelinin tahsili; birleşen dosyada, yüklenici tarafından açılan dava ise, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının iş sahibinden tahsili istemlerine ilişkin olup; mahkemece asıl dava hakkında konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dosyada açılan davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı birleşen dosyada davacı yüklenici vekilince, birleşen dosyada verilen kısmen redde dair karara münhasıran temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı yüklenici vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Birleşen dosyada yüklenici vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 30.000,00 TL + KDV bedelli olduğunu ifade etmiş, buna göre bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla girişilen icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsilini talep etmiştir. Ancak, yüklenici vekilinin dava dilekçesi ekinde delil olarak sunduğu sözleşme örneğinde iş bedeli “Toplam 30.000,00 TL” olarak gösterilmiştir. Buna karşılık, iş sahibi vekili tarafından asıl dosyaya sunulan dava dilekçesi ekindeki sözleşmede ise, iş bedelinin KDV Hariç 30.000,00 TL olduğu yazılıdır. Ayrıca, iş sahibi dava dilekçesinde, 31.200,00 TL ödeme yaptığını ifade etmiştir. Diğer taraftan, her iki tarafça dosyaya ibraz edilen sözleşmede de, yapılacak işler arasında kütüphane yapımına ilişkin bir ibareye yer verilmemiştir.
Mahkemece, yüklenici tarafından birleşen dava dosyasına ibraz edilen sözleşmenin KDV içermediği, KDV içeren sözleşme örneklerinin her zaman düzenlenebileceği gerekçesiyle 30.000,00 TL iş bedelinin içerisinde KDV’nin bulunduğu; ayrıca asıl dosyada taraflarca yargılama sırasında yapılan anlaşma gereğince dava dilekçesindeki eksikliklerin yüklenici tarafından tamamlanacağının kabul edildiği, dava dilekçesinde kütüphane yapımının eksik iş olarak gösterildiği, bu şekliyle kütüphane yapım işinin sözleşmede bulunmamakla birlikte yüklenici tarafından yapılacak iş olarak kabul edildiği, yüklenicinin kütüphane imalâtı için bedel talep edemeyeceği gerekçeleriyle, KDV alacağı ve kütüphane yapım bedeline ilişkin talepleri reddedilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 187. maddesi uyarınca, ispatın konusu, tarafların üzerinde anlaşma sağlayamadıkları hususlardır. Tarafların beyanları itibariyle üzerinde anlaştıkları hususlar, ispatın konusunu oluşturmaz.
Somut olaya dönüldüğünde; iş sahibi tarafından açılan davada, dava dilekçesi ekinde delil olarak ibraz edilen yüklenicinin ıslak imzasının bulunduğu sözleşmede, iş bedeli 30.000,00 TL + KDV olarak gösterilmiş, iş sahibi de bu teklife göre anlaşma sağlandığını ifade etmiştir. Bu durumda, yüklenicinin iş bedeli konusundaki beyanı ile iş sahibinin delil olarak ibraz ettiği sözleşme birbiriyle uyumlu olup, iş bedelinin 30.000,00 TL + KDV olduğu konusunda taraflar arasında anlaşma sağlandığı açıktır. Kaldı ki, iş sahibi 31.200,00 TL ödeme yaptığını ileri sürdüğünden, iş bedelinin KDV Dahil 30.000,00 TL olarak kabulü mümkün değildir. Mahkemece aksi yönde değerlendirme yapılarak iş bedelinin KDV Dahil 30.000,00 TL olduğu sonucuna varılıp, buna göre karar verilmesi doğru olmamıştır.
Diğer taraftan; az yukarıda izah edildiği üzere, taraflar arasında akdedilen sözleşmede yüklenici tarafından üstlenilen işler arasında kütüphane yapım işinin bulunmadığı ihtilafsızdır. Mahkemece de, bu işin sözleşmede yüklenici tarafından üstlenilen işlerden olmadığı kabul edilmiş, ancak 15.08.2012 tarihli protokol kapsamında yüklenicin bu işi de yapmayı üstlendiği ve bu nedenle bedel talep etmesinin mümkün olmadığı ifade edilmiştir.
15.08.2012 tarihli protokolün 2. maddesinde; asıl dava dosyasına iş sahibi tarafından sunulan dava dilekçesinde, eksik imâl edildiği gösterilen işlerin yüklenici tarafından tamamlanacağı ifade edildikten sonra, kütüphanenin de, iş sahibinin talebi doğrultusunda yapılacağı kabul edilmiştir. 04.10.2012 tarihli protokolün 1. maddesinde de, kütüphanenin yapılarak teslim edildiği belirtilmiştir. Bu nedenle, kütüphane yapım işinin yüklenici tarafından bedelsiz olarak sözleşme kapsamında yapıldığının kabulü mümkün olmayıp, bu işin sözleşme dışı iş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, işin yapıldığı 2012 yılı Ağustos ayında yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 526 ve devamı maddeleri gereğince, işin yapılıp teslim edildiği yıl mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre teknik bilirkişilerden alınacak raporla kütüphanenin bedelinin belirlenmesi ve iş sahibinden tahsili yerine, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile sonuca varılması da isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; sözleşmede iş bedelinin KDV Dahil 35.400,00 TL olarak belirlendiği kabulüyle, teknik bilirkişilerden alınacak raporla sözleşme dışı iş olduğu anlaşılan kütüphanenin 2012 yılı mahalli piyasa rayiçlerine göre bedelini hesaplatmak, bu işle ilgili olarak düzenlenen faturada gösterilen bedeli aşmamak kaydıyla belirlenecek bedeli, sözleşmede gösterilen iş bedeline eklemek, iş sahibi tarafından kanıtlanan toplam 21.400,00 TL ödemeyi toplam bedelden mahsup ederek kalan asıl alacak üzerinden birleşen dosyada itirazın iptâli ile takibin devamına karar verilmesinden ibarettir.
Mahkemece, açıklanan ilkelere uygun düşmeyen değerlendirme ve eksik incelemeye dayalı olarak birleşen dosyada yüklenici tarafından açılan davada kısmen redde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı birleşen dosyada davacı yüklenici vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükmün davalı birleşen dosyada davacı yüklenicisi yararına ve birleşen davaya münhasıran BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 08.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.