Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/464 E. 2014/6926 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/464
KARAR NO : 2014/6926
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

Mahkemesi :Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :13.11.2013
Numarası :2011/617-2013/559

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm duruşmalı olarak taraf vekillerince temyiz edilmiş davacı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ….ile davalı vekili Avukat ….geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı, taraflar arasında daha önceden görülüp karara bağlanan ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/307 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre belirlenen kesin hesap alacağının, o davada hüküm altına alınan 7.000,00 TL tutarındaki kısmının mahsubu ile bakiyesinin hüküm altına alınmasını talep etmiş; davalı ise, Yargıtay kararı içeriği dikkate alındığında kesin hesap alacağının kesinleşmediğini, davacının talep ettiği alacağın varlığını bu davada ayrıca kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, kesinleşen kararın dayanağı olan bilirkişi raporunda kesin hakediş bedelinin dava dışı …İnşaat Ticaret Ltd. Şti.’ne yapılan ödemenin davacıya yapılan ödeme olarak kabul edilmemesi halinde 232.772,03 TL, bu ödemenin davacıya yapılmış ödeme olarak kabul edilmesi halinde 179.193,95 TL olarak tespit edildiği, kesinleşen dosyadaki Yargıtay ilâmına göre bu davada dava dışı … İnşaat Ticaret Ltd. Şti.’ne yapılan ödemelerin davacı namına yapılıp yapılmadığının tartışılması gerektiği, son olarak alınan bilirkişi raporunda, davacının yetkisi olmadan temsil işlemi yaptığını öğrendiği …İnşaat Ticaret Ltd. Şti.’nin bu işlemine makul sürede itiraz etmediğinden, bu şirkete yapılan ödemenin davacı nam ve hesabına yapıldığının kabulü gerektiği, bu durumda; davacının hakediş tutarının kesinleşen dosyada belirlendiği gibi 179.193,95 TL olduğu, bu bedelden hakedişlerle davacıya ödenen 123.289,47 TL’nin ve kesinleşen dosyada hüküm altına alınan 7.000,00 TL’nin mahsubu ile davacı alacağının 48.904,48 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle, 48.904,48 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dairemizce ilk açılan davada verilen karar “… özellikle davada talep edilen ve hüküm altına alınan miktara, dava dışı….İnş Ltd. Şti.’ne yapılan ödemenin davacının namına yapıldığı kabul edilse bile hükmedilen miktar kadar alacağın sübuta ermiş olmasına, fazlası için dava açıldığında yeniden değerlendirme yapılacağının tabiî bulunmasına göre…” denilmek suretiyle onandığından, kesin hesap hakedişinin miktarının kesinleştiğinden söz edilemez. Kaldı ki, ilk davada verilen kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmesi, kararın dayanağı olan rapordaki hesaplamaya itibar edilmesini de gerektirmez. Bilirkişi raporu takdiri delillerden olup, kısmî davada alacağın dava edilen miktar kadar olduğunun kanıtlanması için yeterlidir. Bilirkişi raporunun kazanılmış hak teşkil etmesi verildiği ilk davada hükmedilen miktar için olup, bu husus Dairemiz onama ilâmında açıkça ifade edilmiştir. Daha önce açılan kısmi davada alınan bilirkişi raporu sonradan açılan ek davada kesin delil haline gelmez ve hakimi bağlamaz. (HGK 18.04.2007 gün 2007/15-614 Esas, 2007/696 Karar 15 H.D. 13.12.2012 gün 2012/470 Esas-7824 Karar) Sonradan açılan ek davaya konu edilen alacağın miktarının davacı tarafından ayrıca kanıtlanması gerekir. Bu alacağın da, ancak işin kesin hesabının çıkarılması suretiyle belirleneceği açıktır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin eki olan İller Bankası Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 38. maddesinde işin kesin hesabının ne şekilde çıkarılacağı gösterilmiştir. Şartname’nin 38/3. maddesinde, işin ilerleyişine paralel olarak daha önce hazırlanıp karşılıklı imzalanmış bulunan ataşman, metraj, diğer belge ve hesaplar ile yeniden yapılması ve tespiti gereken diğer hususların kesin hakediş raporlarının hazırlanmasına esas olacağı kabul edilmiştir. Yine aynı Şartname’nin 38/14. maddesinde de, “Hesap kesme işlemi, yapılan bütün inşaat ve tesis bedelinden; ara hakediş raporlarıyla yapılan ödemeler, teminat kesintisi ve sözleşmeye göre kesilmesi gereken cezalar, yasalar gereğince hakedişlerden kesilmesi gereken vergiler, varsa geçici kabul noksanları tutarı ile müteahhidin borçları tutularak yapılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Ayrıca, ara hakedişlerde yüklenici tarafından şartnamenin geçici hakedişlere itiraz usulünü düzenleyen 37/16 maddesine uygun bir itiraz olmadığından kesin hesabın çıkarılmasında, ara hakedişlerin yüklenici açısından kesinleştiği, ancak iş sahibi açısından kesinleşmenin söz konusu olmadığı da dikkate alınmalıdır.
Mahkemece yargılama sırasında iki ayrı bilirkişiler kurulundan rapor alınarak sonuca varılmışsa da, alınan raporlarda işin kesin hesabının yukarıda anlatılan usule uygun bir şekilde çıkarıldığı kabul edilemez.
Diğer taraftan, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince, sözleşme feshedilmediği ya da yüklenici işten el çekmediği sürece, yapılan işlerin kural olarak yüklenici tarafından yapıldığı ve bedelini de yüklenicinin hak ettiği kabul edilmelidir. Aksi yönde bir iddianın olması durumunda, iddia sahibinin karinenin aksini kanıtlaması gerekir. Somut olayda, 6 ve 7 numaralı hakedişlere giren imalâtların dava dışı….. İnşaat Ticaret Ltd. Şti. tarafından yapıldığı dosyaya sunulan deliller kapsamında kanıtlanamadığına göre, mahkemece dava dışı…İnşaat Ticaret Ltd. Şti.’ne yapılan ödemenin ardından davacının makul süre içerisinde yapılan bu işleme itiraz etmediği, bu nedenle bu ödemenin davacı namına yapıldığının kesinleştiği gerekçesi de yerinde değildir.
Bu durumda, mahkemece; ilk kararda ortaya çıkan kesin hesap alacağının kesinleşmediği ve dava dışı …. İnşaat Ticaret Ltd. Şti.’ne yapılan ödemenin de davacı namına yapılmadığı kabulüyle, konusunda uzman bilirkişiler tarafından yukarıda açıklanan ilkelere uygun şekilde işin kesin hesabının çıkarıldığı yeni bir bilirkişiler kurulu raporu almak ve sonucuna uygun bir karar vermekten ibarettir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece verilen karar eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, 1.100,00’er TL duruşma vekillik ücretinin taraflardan karşılıklı olarak alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.