Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/4347 E. 2014/6087 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4347
KARAR NO : 2014/6087
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

Mahkemesi : Ankara 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 20.09.2012
Numarası : 2011/275-2012/194

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Uyuşmazlık eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup, davada sözleşmenin haksız feshedildiği ve kesin teminatın irad kaydedildiği ileri sürülerek ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 19.000,00 TL proje bedeli ve 1.000,00 TL teminat mektup bedelinin tahsili istenmiş, ıslahla proje bedeline ilişkin alacak 70.000,00 TL artırılarak 89.000,00 TL’ye, teminat mektup bedeline ilişkin alacak da 4.340,00 TL artırılarak 5.340,00 TL’ye çıkarılmış, mahkemece ıslah dikkate alınarak davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı idare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Yanlar arasındaki sözleşmenin 5. maddesinde sözleşme konusu işlerin toplam net bedeli 89.000,00 TL olarak kararlaştırılmış, aynı sözleşmenin 6. maddesinde de taahhüdün 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 13/8. maddesi kapsamında KDV’den muaf olmadığı belirtilerek KDV’nin idare tarafından yükleniciye ayrıca ödeneceği kararlaştırılmıştır. Mahkemece davacının talebi gözetilerek KDV hariç proje bedeli olan 89.000,00 TL’nin tamamına hükmedilmiştir. Oysa hükme esas alınan bilirkişi kurulu asıl ve ek raporlarda davacı tarafından davalı idareye teslim edilen işlerin %89 oranında tamamlanmış olduğu, sözleşme ve eki şartnamelere göre teslim edilen işlerde %11 oranında eksik iş bulunduğu belirlenmiştir. Bilirkişi kurulu raporlarına göre davacı işin %89’unu tamamlamış olduğundan ancak sözleşme bedelinin bu orana tekabül eden kısmına hak kazanır. Mahkemece teslim edilen işlerde %11 oranında eksiklik bulunduğu gözetilmeksizin sözleşme bedelinin tamamına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Diğer yandan yanlar arasındaki sözlemenin 14. maddesinde teslimde gecikme halinde %0,03 (onbinde üç) oranında gecikme cezası uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Dosya kapsamından işin 03.04.2011 tarihinde teslimi gerekirken teslimin bu tarihte yapılmadığı, eksik ve gecikmeli olarak yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı yüklenici 04.04.2011 tarihli dilekçesiyle iş süresinin yaklaşık bir ay uzatılmasını talep etmiş, davacının bu talebi davalının kontrol teşkilatınca düzenlenen
Okundu.
07.04.2011 tarihli tutanakta değerlendirilmiş, gecikmenin mücbir sebep hallerinden ve idare kusurundan kaynaklanmadığı belirtilerek sözleşmenin 14. maddesine göre 30 gün cezalı ek süre verilmesinin uygun olacağı belirtilmiş, davalı tarafından gönderilen 11.04.2011 tarihli ihtarname ile davacıya 30 gün cezalı ek süre verilmiştir. Verilen süre cezalı süre olduğuna ve bu süre sözleşme süresine dahil olup dolmadan fesih hakkı kullanılamayacağına göre mahkemece davalının sözleşmenin 14. maddesi uyarınca 30 günlük gecikme cezasına hak kazandığı kabul edilmeli ve davalının savunması takas mahsup niteliğinde olduğundan hesaplanacak 30 günlük ceza tutarı da davacı yüklenici alacağından mahsup edilmelidir. Mahkemece aynı bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak davacının %89 tamamlanma oranına göre ne miktar alacağa hak kazandığı belirlenip, bu miktardan sözleşmenin 14. maddesine göre hesaplanacak 30 günlük gecikme cezası tutarı mahsup edilerek kalan miktara hükmedilmesi gerekirken değinilen hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde sözleşmede kararlaştırılan proje bedeli alacağının tamamına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
3-Mahkemece irad kaydedilen teminat mektup bedeliyle ilgili alacağa 21.06.2011 paraya çevirme tarihinden itibaren faiz uygulanmıştır. Teminatın irad kaydedilmesi ve paraya çevrilmesi davalı borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem değildir. Islahla artırılan kısım yönünden temerrüt ıslah dilekçesinin harçlandırıldığı 04.05.2012 tarihinde oluştuğundan artırılan kısma bu tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekirken bir ayrım yapılmadan alacağın tamamına teminat mektubunun paraya çevrildiği 21.06.2011 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı idare vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentler uyarınca kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.