Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/3846 E. 2014/5731 K. 15.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3846
KARAR NO : 2014/5731
KARAR TARİHİ : 15.10.2014

Mahkemesi :Karşıyaka 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :18.04.2014
Numarası :2013/459-2014/115

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan hakedişlerden haksız yapıldığı ileri sürülen kesintilerin davalı iş sahibinden tahsili ile hakedişlerden kesilmesine karar verilen 31.000,00 TL bakımından borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olup, mahkemece sözleşmede yetki şartı bulunduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Yanlar arasında düzenlenen 01.06.2011 tarihli sözleşmenin 34. maddesinde anlaşmazlık halinde Ankara mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğu belirlenmiştir. Sözleşme 1086 sayılı HUMK’nın yürürlükte olduğu dönemde yapılmıştır. HUMK’nın 9. maddesi uyarınca her dava kural olarak davalının ikametgahı mahkemesinde açılır. Sözleşmeden doğan davalar ayrıca sözleşmenin icra olunacağı (işin yapılacağı) yer mahkemesinde de açılabilir (HUMK md. 10). Taraflar arasında yetki sözleşmesi varsa o yer mahkemesi de yetkilidir (HUMK md. 22). Anılan bu yasal kural dikkate alındığında kamu düzeni gereği istisnalar hariç davacı tarafın bu yer mahkemelerinden birisinde davasını açmak konusunda seçimlik hakkı vardır.
Dava konusu somut olayda akdin ifa yeri sözleşmenin 10. maddesine göre Aliağa olup Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi davaya bakmaya yetkilidir. Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkisini engelleyen herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle, 6100 sayılı HMK yürürlüğe girmediğinden, sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinin kesin yetkili olduğunun kabulü mümkün değildir. Böyle bir kabul, sözleşmenin imzalandığı tarihte değişik yer mahkemesinde dava açma imkanı bulunan tarafların seçimlik haklarını ortadan kaldıracaktır ve hak kaybına yol açacaktır. Bu bakımdan, sözleşmeyle kararlaştırılan kesin yetkinin 6100 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra imzalanan yetki sözleşmelerinde tatbiki uygun olacaktır. Aksinin kabulü yanların sözleşmeyle kazandıkları ve o tarih itibariyle yasayla yetkili kılınan mahkemelerde dava açma imkanını ortadan kaldıracağından eşitlik ilkesine aykırı olacaktır. Eski Kanun zamanında yapılan yetki sözleşmelerinin, eski Kanuna göre geçerli iseler bugün dahi geçerliliklerini muhafaza ettikleri kabul edilmelidir. Çünkü usul sözleşmelerinin kurulmaları ve geçerlilikleri bakımından maddi hukuk hükümlerine tabi oldukları genel kabul gören bir ilkedir. Buna göre maddi hukuk alanında yapılan yeni yasalar eski yasaya göre geçerli olarak yapılmış olan sözleşmeleri hükümsüz hale getirmedikleri gibi usul sözleşmelerine ilişkin yeni yasa hükümlerinin dahi eski yasa zamanında yapılmış usul sözleşmelerinin geçerliliğini etkilemeyeceğini kabul etmek gerekir.
Açıklanan olgular gözetilerek, yetki itirazının reddedilip işin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 15.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.