Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/380 E. 2014/5419 K. 24.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/380
KARAR NO : 2014/5419
KARAR TARİHİ : 24.09.2014

Mahkemesi :İstanbul 50. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :01.10.2013
Numarası :2013/35-2013/234

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Uyuşmazlık zaman bakımından uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmıştır.
Davada, 20.06.2012 tarihli temlikname ile dava dışı yükleniciden temlik alınan alacağın tahsili için İstanbul 25. İcra Müdürlüğü’nün 2012/24519 sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibine davalı borçlu (iş sahibi) tarafından yapılan itirazının iptâli ile takibinin devamı ve icra inkâr tazminatı istenmiştir.
Davalı borçlu takibe itirazında, davalı şirketin yerleşim yerinin Kartal olması nedeniyle yetkili icra dairesinin Kartal İcra Müdürlüğü olduğunu ileri sürerek icra dairesinin yetkisine, esas yönden de borca ve ferilerine itiraz etmiştir. Davalı davaya cevabında ise, icra dairesinin yetkisi yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiş, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek davanın usul ve esas yönden reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalının yerleşim yeri Maltepe-Kartal/İstanbul olduğundan ve Kartal mahkeme ve icra daireleri İstanbul Anadolu mahkeme ve icra daireleriyle birleştiğinden İİK’nın 50/1. maddesinin göndermesiyle 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi uyarınca genel yetkili icra dairesinin İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü olduğu, sözleşmenin ifa yeri İstanbul Anadolu sınırları içinde kaldığından HMK’nın 10. maddesine göre de yetkili icra dairesinin İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü olduğu, davalı iş sahibi ile dava dışı yüklenici (temlik eden) arasında düzenlenen 07.05.2011 tarihli eser sözleşmesinin 10. maddesinde İstanbul mahkemelerinin yetkili olacağı kararlaştırılmışsa da davacı temlik alan bu sözleşmede taraf olmadığından sözleşmedeki yetki şartının davacıyı bağlamayacağı, kaldı ki, sözleşmedeki yetki şartı mahkemeye ilişkin olup icra dairesini kapsamadığı, bu nedenle İstanbul İcra Müdürlüğü’nün yetkisine yapılan itirazın yerinde olduğu, yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip bulunmadığından davanın reddi gerektiği gerekçeleri ile dava reddedilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yanlar arasındaki uyuşmazlık sözleşmedeki yetki şartının geçerli olup olmadığı, mahkemeyle ilgili yetki şartının icra dairesini de kapsayıp kapsamadığı, yetki şartının sözleşmenin külli ve cüzi haleflerini (temlik alanı) bağlayıp bağlamadığı noktalarında toplanmaktadır.
Yetki şartını ihtiva eden 07.05.2011 tarihli sözleşme 1086 sayılı HUMK’nın yürürlükte bulunduğu dönemde yapılmıştır. Yetki sözleşmeleri usul hukuku bakımından sonuç doğurmakla birlikte kurulmaları ve geçerlilikleri bakımından maddi hukuk ilkelerine tabi olduğundan 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra da geçerliliklerini sürdürmektedir. HUMK’nın 22. maddesine göre yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı hallerde taraflar yetkisiz bir mahkemeyi yetkili kılabilirler. Bu durumda kanunen yetkili genel ve özel mahkemelerin yanında sözleşmeyle yetkili kılınan mahkeme de davaya bakmakla yetkili olur. Yetki sözleşmesi ile yetkili kılınan mahkeme davaya bakmak zorunda olup, davaya bakmaktan kaçınamaz. İİK’nın 50. maddesi uyarınca, HUMK’nın mahkemelerle ilgili yetki hükümleri kıyasen icra daireleri için de uygulanacağından mahkemelerle ilgili olarak kararlaştırılan yetki sözleşmesi ya da şartının icra müdürlüklerini de kapsadığı kabul edilmelidir. Usul ve maddi hukuk yönünden geçerli yetki sözleşmeleri sözleşmenin taraflarını bağlayacağı gibi külli ve cüzi haleflerini de, örneğin temlik alanı da bağlar.
Somut olayda, davalı iş sahibi M.. Konut İnş. A.Ş. ile dava dışı yüklenici E..Dekor San. Tic. A.Ş. arasında imzalanan 07.05.2011 tarihli sözleşmenin 10. maddesinde, sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğabilecek her türlü anlaşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmıştır. Sözleşmedeki yetki şartı, HUMK’nın 22. maddesinde sayılan koşulları taşıdığından sözleşmenin tarafları ile külli ve cüzi halefleri (sözleşme konusu alacağı yükleniciden temlik alan davacı) bakımından geçerli ve bağlayıcı bulunmaktadır. Yetki sözleşmesi (şartı) uyarınca takibin başlatıldığı İstanbul 25. İcra Müdürlüğü yetkili olup, davacı alacaklının seçimlik hakkını bu yönde kullanmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu durumda davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının reddedilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, davalının yetki itirazının kabul edilerek yetkili icra dairesinde başlatılmış geçerli bir takip bulunmadığından davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA,ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 24.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.