Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/3663 E. 2014/6929 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3663
KARAR NO : 2014/6929
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

Mahkemesi :İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :30.11.2010
Numarası :2007/166-2010/525

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı-k.davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı-k.davalı vekili gelmedi. Davalı-k.davacı vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı-k.davacı avukatı dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş, bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağı ile iş bedelinin ödenmemesinden doğan kâr kaybı, kur farkı ve prestij kaybı nedeniyle tazminat istemlerine; karşı dava, aynı sözleşme nedeniyle eksik ve ayıplı ifa nedeniyle tazminat ve cezai şart istemlerine; birleşen dava ise, bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının iş sahibi şirketten tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl ve karşı davanın kabulüne, birleşen davanın ise, kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı karşı davalı yüklenici şirket vekilince asıl ve birleşen davalarda verilen dava dilekçeleri 07.02.2008 havale tarihli dilekçesi ile açıklanmıştır. Bu bağlamda, asıl davada talep edilip hüküm altına alınan 10.000,00 TL tutarın 7.500,00 TL’lik kısmının hakediş, 500,00 TL’lik kısmının 2006 yılı cari hesap bakiyesinin faizi, 500,00 TL’sinin kur farkı nedeniyle uğranılan zarar, 500,00 TL’sinin kaçırılan fırsatlar ve yatırım yapamama nedeniyle uğranılan zarar, 500,00 TL’sinin yoksun kalınan kâr ve 500,00 TL’sinin de ticari itibar kaybı ve rekabet edememe nedeniyle uğranılan zarar, vade farkı zararı ve yetişmiş eleman kaybından kaynaklanan alacaklar olduğu ifade edilmiş; 2006 yılı cari hesap bakiye alacağının ise, birleşen dosyada dava konusu edildiği izah edilmiştir.
Yine iş sahibi şirket de karşı davasında; 05.01.2005 ve 03.01.2006 tarihli sözleşmelerin 9. maddeleri uyarınca cezai şart, işin zamanında teslim edilmemiş olması nedeniyle kira kaybı tazminatı, hatalı imâl edilen çelik konstrüksiyonun düzeltilmesi için yapılan proje, malzeme ve işçilik giderleri kapsamında üçüncü kişilere ödenen bedel ile eksik ve ayıplı işler nedeniyle bir kısım tazminata esas olmak üzere 50.000,00 TL tazminat talep edilmiş, ancak iş sahibi şirketin bu dilekçesi konusunda bir açıklama istenmemiştir.
Mahkemece, sadece tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapan muhasebeci bilirkişi tarafından verilen rapora değer verilmek suretiyle yüklenici tarafından açılan asıl davada 10.000,00 TL alacağın tahsiline, birleşen davada 39.893,78 TL üzerinden itirazın iptâli ve takibin devamına ve iş sahibince açılan karşı davada 50.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmiştir.
Gerek karar tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388, gerekse karardan sonra yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddeleri uyarınca gerekçeli kararda; tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi, hükmün sonuç kısmında da, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.
Mahkemece, tarafların tüm talepleri ayrı ayrı değerlendirilmemiş, davaya konu edilen alacak kalemlerinden hangilerinin neden kabul edildiği, hangilerinin hangi nedenle reddedildiği belirlenmediği gibi kararın gerekçesinin de mahkemece tartışılması gerekli tüm konuları içermediği anlaşılmaktadır. Daha basit ifadeyle, asıl, karşı ve birleşen davalarda mahkemece hüküm altına alınan alacak kalemlerinin tarafların hangi taleplerine ilişkin olduğu belirlenmiş değildir. Bu nedenle, hükmün ve gerekçesinin gerek karar tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388, gerekse karardan sonra yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddelerinde gösterilen şartları taşımadığı açıktır. Mahkemece, bu şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi birleşen davada harcın davanın kabul ve ret oranlarına göre hesaplanarak bu oranlarda taraflara yüklenmiş olması da kabul şekli bakımından doğru değildir.
Kararın açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davalı karşı davacı şirket kendisini Yargıtay duruşmasında vekille temsil ettirdiğinden 1.100,00 TL avukatlık vekalet ücretinin davacı karşı davalı …. Çelik İnşaat ve Ticaret Ltd Şti’nden (Önceki ticarî unvanı …. Sınai Yatırım İnşaat ve Ticaret Ltd Şti) alınarak davalı karşı davacı ….Giyim Sanayi Pazarlama ve Ticaret AŞ’ye (Önceki ticarî unvanı ….Giyim Sanayi Pazarlama ve Ticaret AŞ) verilmesine, davacı karşı davalı şirket Yargıtay duruşmasında bulunmayıp kendisini vekille temsil ettirmediğinden lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, fazla alınan temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.