Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/3438 E. 2014/6352 K. 06.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3438
KARAR NO : 2014/6352
KARAR TARİHİ : 06.11.2014

Mahkemesi : Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 06.12.2012
Numarası : 2011/108-2012/653

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinin tasfiyesi amacıyla taraflarca düzenlenen mutabakatnamede maddi hata yapıldığı gibi yanıltıldıklarını, alacaklarını ödemeyen davalı aleyhine girişilen icra takibinin de davalının itirazı üzerine durması nedeniyle itirazın iptâline, takibin devamına ve %40 oranında inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Davalı süresinde cevap vermemiş, yargılama aşamasında verdiği dilekçelerinde davanın reddini savunmuş, ödeme belgeleriyle diğer delillerini dosyaya sunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüyle, 498.000,00 TL üzerinden takibin devamına, bu miktarın %40’ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınmasına, davalının SGK’ya yargılama aşamasında ödediği 81.357,29 TL’nin infazda dikkate alınmasına karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Taraflar arasında düzenlenen 05.10.2009 tarihli “Sözleşme Feshi ve Mutabakatname” başlıklı belgede, davacı yüklenicinin iş bedelinden bakiye alacağının KDV dahil 5.587.486,29 TL olduğu, bundan ödemeler toplamı 2.629,213,00 TL’nin, SSK borcu 79.373,00 TL’nin, imalât hataları nedeniyle idarece kesilen 85.000,00 TL cezanın, 68.000,00 TL kalıp-demir bedeli ile demir farkı 50.000,00 TL’nin, damga vergisi 35.513,70 TL’nin kesilmesinden sonra kalan alacak tutarının 1.072.472,59 TL olduğu, bu miktarın çeklerle ve kararlaştırılan vadelerde nakit olarak ödenmesi kabul edilerek imza altına alınmıştır. Davacı eldeki bu davasında, mutabakatname düzenlenirken kendisine yapılan ödemeler ve mahsubu gereken borçlar konusunda yanıltıldığını belirterek mutabakatnameye bağlı kalınmaksızın kalan alacağının davalıdan tahsilini istemektedir. Bu haliyle davacının mutabakatnamenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK’nın 23 ve devamı maddelerindeki hata (yanılma) hükümlerine dayanmakta olduğu ve 31. madde uyarınca 1 yıllık sürede davasını açtığı anlaşılmaktadır. Yanılgı, irade ile bunun açıklanması arasındaki uygunsuzluktur. Yanıldığını iddia eden taraf, iradesinin saptanan biçimde olmadığını, kısaca
esaslı yanıldığını kanıtlaması durumunda akitle bağlı olmaz. Yanılmanın esaslı olması için iki koşulun birleşmiş olması zorunludur. Subjektif koşul, bilinseydi sözleşmenin yapılmayacağı biçiminde oluşurken objektif koşul, ticari doğruluk ilkeleriyle bağdaşmayan durumun ortaya çıkması ve bu hususun karşı tarafça bilinmesi veya bilinebilir olmasıyla gerçekleşir.
Somut olayda davacı yüklenici, kendisine yapılan ödeme tutarında yanıldığını iddia etmiş ise de bu husus esaslı hata olarak kabul edilemez. Zira yüklenici, Ticaret Kanunu hükümlerince kurulmuş ticaret şirketi olup ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir (TTK. 18. madde). Bu nedenle kendisine yapılan ödeme miktarını bilmek ve buna göre mutabakatnameyi imzalamak zorundadır.
O halde davacı yüklenicinin mutabakat tutanağıyla bağlı olduğunun kabul edilmesi ve dava konusu uyuşmazlığın da mutabakat hükümlerince incelenmesi gerekir. Bu nedenlerle mahkemece yapılması gereken iş, taraflarca mutabakat tutanağında ödendiği kabul edilen 2.629.213,00 TL ödeme tutarı esas alınarak davacının kalan alacağını hesaplatmak ve sonucuna uygun hüküm kurmaktan ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan ve davacıya yapılan ödemeleri yeniden belirleyerek hükme varılması usul ve yasaya aykırı olmuş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 06.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.