Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/3332 E. 2014/6998 K. 03.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3332
KARAR NO : 2014/6998
KARAR TARİHİ : 03.12.2014

Mahkemesi :Çanakkale Sulh Hukuk Hakimliği
Tarihi :11.03.2013
Numarası :2011/845-2013/272

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat .. ile davalı vekilleri Avukat .. ve Avukat … geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, ”yap-işlet-devret” sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi ve taşınmazın iadesi istemine ilişkindir. Davacı taşınmaz sahibi, davalı ise yüklenici durumundadır.
Davacı vekili; davacı müvekkili vakfa ait taşınmazın davalı şirkete kiraya verildiğini, bu taşınmaz üzerine davalı şirketin tesisler yapacağını ve sonrasında davacı müvekkili vakfa devredeceğini, ancak; davalı şirketin yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediğini iddia ederek sözleşmenin feshi ile taşınmazın kalan bölümünün devrini talep ve dava etmiş, davalı vekili ise; edimlerini sözleşme hükümlerine göre yerine getirdiklerini, taşınmazın bir kısmının davacının onayı ile alt kiraya verildiğini, sözleşmenin feshini gerektirir bir sebep bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
Dava, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlükte olduğu 10.06.2011 tarihinde açılmıştır. Görevli mahkemenin tayinin de bu kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği açıktır. Görev, kamu düzenini ilgilendirdiğinden davanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerektiği hususu da gözden uzak tutulmamalıdır.
Bir davada olayları anlatmak taraflara, olayların hukuki nitelendirmesini yapmak ise mahkemeye ait bir görevdir.
Bu açıklamalar ışığında somut olayımız incelendiğinde; her ne kadar taraflar ve mahkemece davanın niteliği kira olarak belirlenmiş ise de; taraflar arasındaki uyuşmazlık, kira sözleşmesinden değil, 15.01.1998 tarihli ”yap-işlet-devret” sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, “yapım” döneminde ortaya çıkan uyuşmazlıklarda davaya bakmakla görevli mahkemenin mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 1- 8.madde hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğinden, davanın belirlenen niteliği ile davaya konu edilen müddeabihin miktarına göre davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesinindir. Bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerekir iken mahkemenin görevli olmadığı hususu gözden kaçırılarak yargılamaya devam edilerek esasa ilişkin hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 03.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.